İslam’ın iki yürekli aslanı Halit ile İyât
Seni fethediyorlar Bizans’a inat mı inat
İslam’a tebessüm ederken Bizans ağlar
Gökyüzü misali bağrında yıldızları saklar
Sur’un dibinde yatan cennet mekânı
Kılıçların gölgesinde dondurmuşlar zamanı
Kalpler kirlendi vicdan yavaş yavaş tozlandı
Hayalimde bir çöpçü süpürgesiyle canlandı
İslam’ın hakikat güneşine gözlerini kapatan Yahudi uşağı
Londra’nın karanlık dehlizlerinde İngilizlerle kurmuş bağı
Kutsal topraklarda dolaşır, ağzı kan damlayan, benekli sırtlan
İngilizlerin karşında her türlü aşağılık duruma katlan
Kurak vadilerde gökdelenler dikmiş yaşıyor yalancı cennette
Haçlı ve siyonistlerin karşında ezilir, şerefini satmış birkaç sente
Tarihin taşlara yazıldığı insanlık kokan kadim şehir
Dicle gönüllere rahmetle akar cennetten bir nehir
Dört gözle bekler dört ayaklı minare ufku derin
Diyarbakır çaresizlere çare ana kucağı gibi serin
Gökyüzünde kaderi çizildi Ay ile Güneş sana özendi
Ruhum seslenmek ister gafletle dalanlara
Gidene sözüm yok, söylediklerim kalanlara
Gözleri kapalı, kulakları tıkalı biçare insan
Duvardaki saat şahit, ölüm yaklaşıyor her an
Bir âlemden başka bir âleme gidiyor hızlı tren
Hiç gördün mü ölümden beter hayatı
Ağzı açılsa dilinde dökülür kelimelerin ne bayatı
Gözler körse ne anlamı kalır.
Kalbinin derinliklerinden meltem kokan sesleri
Hayatın acılığına karşı kendi kendime
mırıldandım en hüzünlü besteleri
Kıyamet kopar Gazzeli çocuğun gözlerinde
Yürekler ağıza geliyor Firavun’un sözlerinde
Bağrımıza saplamışlar mezhepçilik mızrağını
Ehl-i küfür İslam âleminde örmüştür kirli ağını
Birleşin ey âlem-i İslam, doğsun adalet güneşi
Bakmayın zalimin kin kokan bakışına
Duvarlar örülmüş düşüncenin akışına
Karanlık basınca zalimin elinde fitne ateşi
Eline geçse fakirin yüzüne söndürür güneşi
Gölgelere saklanmış karga bülbül sesiyle öter
En büyük nasihat ölüm gerisi ne der
Alınlarda çizgiler çizilmiş adı kader
İnsanlığın anası
Medeniyetin aynası
Topluma güneş
Avuçlarında bir kor ateş
Kadın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!