Sesimi duyun kapılar
Altın,gümüş kakmalı yapılar
Beni yalnız başıma bırakanlar
Acaba şimdi ne yapmaktalar
Hoş kokulu güzel sofralar
Gecenin en sessiz saatinde
Seninle şimalde buluşurduk
İrtihal eyledin geçen yıl bugün
Sehven öldün öldürüldün
Gamın sirayet etti şehre
Tüm şehirde bir hüzün
son günümde
koro halinde
çile...
-yanlış olsa
bile-
sevsen de
Aciz bir tahtakurusuyum.
Hayır baş harflerim
Acz tutmuyor,
koca tahtaları delen ben
Tahtanın acısıyım
Tahtanın "ah"ıyım
Bendimi aşardım eskiden
Belki de yaşardım eskiden
Hayaller üstünde bir hayat
Dediler ve bendime kat çıktılar
Kuş olup çırptımsa da kanat
Altın kafeslere attılar
Ne sevildim ne sevdim
Hayat acımadı bana
Nasıl derler
"To be or not to be"
Öyle değil
Adaptasyon gibi
Ve korku artık acıtmıyorsa seni
Bedenin hissetmiyorsa
...ölümün gölgesini
Bir buse ver ve gülümse
yeniden döndüğün için
Karanlık bir gün, şehrin tüm nefret bana birikmişti
Çok üzgündüm, sanki ben kirlettim dünyayı
Sanki bendim tüm zulmün sahibi!
Sanki ben katlettim tüm masumane insanı!
Ye's ile dolu gönlümüz, umudumuz Yüce Yaradan
Hep bir burhandı eski yıllar
Ağlamalara çer çöple çamur karışırdı
Yemekler ertesi güne kalamazdı
Geldi geçti yıllar yıllara karşı
Kurt görünümlü kuzular türedi bir yıl
Kuzu görünümlü kurtlar eski moda oldu



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!