Çilelerle geçen hayatın içinde,
Bembeyaz şatolar vardır kalbimizde,
Aydınlığa bakan çocuk gözüyle dünyamız,
Hep iyi yürekli hep tozpembe.
İşte insanın içinde olan gerçek,
Bütün kalplere girebiliyorsa,
Kadın dediğin sevmeli,
Severken de gülmeli,
Gülerken düşünmeli,
Ağlamayı bilmeli.
Sevinci üzüntüden,
Her gün arayacağım eğer istersen!
Aramam bir daha alnıma yazılan,
Sen değilsen.
Sadece “Hayır”demelisin!
Ama bil ki;
İstanbul bile,
Kulağıma gelen o esrarengiz tatlı müzikle,
Sonsuzluğa kanat gereceğim.
Karınca misali evrim geçirip,
Gökyüzüne uçacağım;
Toprağa gireceğim,
Sonsuza dek, yatıp bekleyeceğim,
Güneş kararırken gök yüzünde,
Bir dilek tuttum.
Umut dolu geleceğim için en güzelini,
Gözlerimin gördüğü en narin şeyi,
İnadımı bile toprağa gömen, o neşeyi,
Bir daha bırakmamak için gözlerini,
Yedimi?
Sekizmi?
Yaşı değil, çıkan dişi.
İnci tanesi Nar tohumu, kızıl dudaklarında;
Altın sarısı saçlarında gökkuşağı,
Belli belirsiz tebessümü, kelebek gülüşü.
Yaşamdan asla vazgeçmeyerek,
Zamana meydan oku,
Güleç yüzünü hiç soldurma.
Umutla, sabırla çek kürekleri,
Nice mutlu yıllara.
Sevgiyi,
Hayallerde kurduğu sevgilide ararken,
Yıllar önce onu terk edip giden bile,
Kendisi için beslenen bu sevginin yerini,
Dolduramazdı.
Aşk,
Monotonlaştı hayatım,
Yalnızlığa alıştırıyorum kendimi,
Bir gece ansızın çıkıp gelsen!
Gelmezsin biliyorum.
Hayat oyununun son perdesi,
Belirsiz yaşamımla ilgili.
Bak sen!
İlginç ve sarsıcı bir düş,
Söylenen neden bu kadar zamansız?
Belki de bir sevinin tek cümlesi.
Hayat verici bir ünlem mi?
“Hayır” demek kadar kolay.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!