Seni bu kadar çok sevmesem
Yıkılıp düşmezdim yar
Bekleyişim olmazdın
Bu şehrin tren istasyonlarında
Herkesi sana benzetmezdim
Hayalin düşmezdi gözlerime
Sevmiyorum vedaları kavuşmaları severim ben. Seninle peşin peşin konuşalım. Eğer bir gün benden sıkılırsan ayrılmak istersen bana sakın hissettirme. Ayrılık mesajları, ayrılık mektupları ve ayrılık notları gönderme. Bana hep aşıkmışsın hep seviyormuşsun gibi davran. Eğer gideceksen bana hiçbirşey söylemeden sessizce ve habersizce git. Çünkü ben sevmiyorum vedaları, kavuşmaları severim ben. Senden haber alamayınca ilk buluştuğumuz yere gideyim. Seni saatlerce orada bekleyeyim. Aradan iki üç gün geçtikten sonra iyice meraklanayım. Sonra en yakın arkadaşlarına sorayım. Nerede haberiniz var mı diye. Günlerce seni sorup soruşturayım işte. Ama hiç benden ayrıldığını bilmeyeyim. Bilmeyeyim ki yüreğimdeki sevgin azalmasın. Hep döneceğin günü bekleyeyim özlemle beni anlıyormusun?
Eğer bir gün dönmeye karar verirsen sakın süpriz yapma. Süprizleri sevmiyorum. Seni karşılamayı isterim. Sana aşkımı ilk ilan ettiğimde yaptığımız gibi. Bizim şarkımız çalmalı, kahve gözlerin bahar dolu gözlerime düştüğünde; ellerin de avuç içlerime düşmeli ve başını usulca omuzuma yaslamalısın. Yavaş yavaş esen meltem rüzgarı saçlarını dalgalandırmalı beni anlıyormusun. Sonra sıkı sıkı sarılmalı ve özlem gidermeliyiz. Bana yazdığın şiiri göz uçlarımız biribirine değdiği anda başlamalıyız karşılıklı okumaya. Ayrı kaldığımız günleri hiç düşünmemeliyiz. İlk günkü gibi sevgi dolu olmalı yüreklerimiz. Heyecandan tir tir titremeli bedenlerimiz.Yine senin şerefine güneşi davet etmeliyim yalnız gecelerime. Buğulu hasretinin bitişi döndüğün gün olmalı. İlk buluşmamız gibi olmalı kavuşmamız. Sevmiyorum vedaları, kavuşmaları seviyorum ben.
Yüreklere sevgi yağıyordu
Hava alabildiğine sıcaktı
Bütün yürekler yanıyordu
Sıcak nefes aldırmıyordu
Şiir denizim kurumuştu
Hava yaktıkça yakıyordu
Sevda yüklü kalemimden
Dökülen mısralar
Sensin
Sen doldurursun dörtlüklerimi
Ve ben
Yazarım kafiyelerce...
Artık mutlu olmak vakti gelmişse aşktan
Mabedime girmen gerekir gizliden
Hiç kimse yokmuş gibi sessizce gir
Yanan bütün mumları bir bir söndür
Mabedimdeki bütün hüzünleri dağıt
Üzerimize çöken kara bulutları unut
Ne zaman şiir yazmak istesem
Mısralarım sen olursun
Üzüntüden ağlamak istesem
Gözyaşlarım sen olursun
Sevincimden gülmek istesem
Yüzümdeki tebessüm sen olursun
Yıllarca seni bekledim hasret bahçesinde
Hep sen vardın mısralarımın gizeminde
En güzel kafiyelerle yazdım güzelliğini
Sevgi dolu yüreğini ve kahve gözlerini
Seni paylaşmayı kaldıramıyor yüreğim
Bu ayrılıklar taş gibi oturuyor yüreğime
Ben İstanbulumu arıyorum
Memleketimin kahverengi toprağını
Gökdelenlerini arıyorum
Onlardan süzülen uzun sarmaşıkları
Dolu dolu yaşadığım İstanbulumu
Yüreğimin gizli mabedindeki
Dışarda kar var,pencerende bekliyorum.
Perden kapalı dışarı ışık sızmıyor, karanlık.
Cebimdeki son sigaramı yaktım
Dükkanlar kapalı alamıyorum
Soğuktan donsam da yüreğimdeki ateş sönmez.
Dostlarım diyor ki boşuna bekleme gelmez.
Suskundu bütün bekleyişlerim
Fırtına öncesi sessizlikti sanki
Hiç bir yaprak kıpırdamıyordu
Gönül bahçemin sokaklarında
Güllerim solmuştu yıllar önce
Yapraklarım sararıp dökülmüştü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!