Hani sözlerin kefili o gözler,
Şıracının şahidi bozacı gibi.
İmzası için ağlayan o gözler,
Sonra uçan mürekkep gibi.
Bakınca vurulduğum o gözler,
Tutuşacacağız bir gün eskisi gibi el ele,
Yaklaşacağız yavaş yavaş finale,
Ne kadar korusa da onu tüm sülale,
Anlayamayacaklar, çekecekler birbirlerini suale.
Geldiğinde tekrar benim oyunuma,
Günler geçiyor sanardım
Boş hayallerle
Hep geçen günlere yanardım
Oysa bir baktım ki maziye
Yıllar geçmiş
Aslında sendin, benim gönlümde çağlayan,
Hayatı sevmemi, tekrar bana sağlayan,
Aslında sendin, beni kendine bağlayan,
Sonunda sen oldun, bu işte ağlayan.
Sen sebep oldun, yanlış dala konmama,
Anlatamazsın….!
Ben bir garip köylüyüm
Anlatamazsın…..!
Ben acılarla sözlüyüm
Anlayamam…….!
Gençlik aşkı, sonbahardaki yaprak gibidir,
Onun sonu, bu mevsimde ağacın dibidir.
Öğrenme aşkı senle beraber yaşar ebedidir,
Senin istikbalin için, o aşkların en güzelidir.
Onların yenisi açar, yeşerir tekrar baharda,
İstiyorsun ama okutamam sana onları,
Bu yüzden yaşadım hep acı sonları,
Kime verip okuttuysam bütün bunları,
Teselli edemedim, ağlattım hep okuyanları.
Sende bir gün okuyup alınırsan,
Kim bilir neler düşünüyorsundur,
sana olan bu sevgiye.
Kendi kendine mırıldanıyorsundur,
delimidir nedir diye.
Kararda veremiyorsundur,
çözülmez bilmecemidir diye.
Sen İstanbul musun ki, kalbinin fethi bu kadar zor,
Unutma O’ da fethedildi, bilmiyorsan tarihe sor,
Naz etme, bırak artık inadı, kalbimde olmadan kor,
Ben bu kadar yaklaştım, birazda sen kendini yor.
Sen İstanbul musun ki fetih için Fatih’i arıyorsun,
Gelmedim hiç, ne bayramında ne seyranında,
Olamadım böyle günlerde, sizlerin yanında,
Tadını alamayacaksınız, gurbetinde sılanında,
Dostlukta bulamayacaksınız, gurbet insanında.
Görmek isterdim sizleri, her zaman yanımda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!