(Değerli Din Kültürü Hocam
Mehmet YÜKSEL’e ithafen)
İsa’dan sonra bu evren,
Karanlıklarla doluydu
Sapıtmıştı tüm insanlık,
Gel de bu sabahlarda seni anma, Her zaman başıma ateşin vurur, Sev de beni, sende ben gibi yanma, Aşkın alevleri yakar kavurur…
Girmesin gözlerden kalbe bir defa, İnsan sevdiğine, kul köle olur, Yanar yıkılır da, bulamaz vefa, Yârin hayaliyle, teselli bulur…
Haber gelsin diye, ferman ararsın, Gönül köşkünde yar, yer açmaz sana, Yanar yıkılır da, derman ararsın, İlac bir tebessüm, o gülmez sana…
Gönlünün pası doğrulukla silinir,
İmanı Kamil bir bakışta bilinir,
Buldun parayı, gez Merve’yi, safayı,
Sanma cennete kandırarak girilir!
Cenaze evinde bugün yine hüzünle tanıştım,
Oturduğum yer pireliymiş, pirelerle savaştım,
Mustafa ki hızlıydı bense ondan yavaştım,
Tokat gibi geldi bu durum birdenbire göz açtım,
Anladım ki her şey boşmuş, bende boşa uğraştım…
İnsan bilmelidir ki,
Mevla’nın rızasını kazanmak,
Sadece bir yükümlülük değil,
aynı zamanda hayatına mutluluk,
huzur ve neşe katacak tek yoldur.
Nasıl anlatayım yalnızlığımı?
Hangi kelimelerle dost olayım?
Hangi cümlelere sığınayım?
Doğrusu bu ya,
“veren Allah, alan Allah”
Kolayca işin içinden çıkayım…
Sen şefkatlilerin en şefkatlisisin,
Nefs elinden bitap düşmüşüm Yarabbi,
Ruhuma da bir ışık gönderirmisin
Merhamet günahkar kuluna Yarabbi!
Atakum-2016
Bitirdim ömrümü,
kalmadı takat,
Pişmanlıklar dilimde,
ama ve fakat,
Geçmiyor şimdi,
makam, liyakat,
1
Ölüm diye bir şey yok,
Allaha inananlara,
yüzü dönmüştür onların,
kutsal yolculuklara,
Uymaz hiç anlaşılamadığını düşünmek,
Gönül taşıyan kutsal yükün hamallarına,
Keder ağaçlarından gülücükler devşirmek,
Takabilmek insanımın yanaklarına,
Biz bu kutsal yükün gönüllü hamallarıyız,
Yaşamak bir orta alan biz kenarlarıyız…
Aklına beynine sağlık, bu cümleler sonsuzluğa kalacaktır.