Çık da saklı saklan da ikisi aynı sırda
Ya çıkarsın dışarı ya da zaten dışar'da..
Şeref size kalsın, mihrâb ağlasın
Edep size kalsın, mahşer çağlasın
Hançer'den siz midir; sus payı alan
Heves'siz gönlümde, gerçeği bulan...
Adımlarım…
Götürür uzaklardaki hayallerin peşine
Tarif etseniz bir insan anlarım;
Geçivermişse gönlü feleğin keskin dişine, ağlarım.
Bana masal anlatmayın, rüyalarımı anarım.
Sisli rüyalarımı, korkunç kâbuslarımı, o en mutlu anlarımı
Simurg'u da beğenirsin kuş deyip
Tûr'a da hayran kalırsın taş deyip
Nâr'a heybet duyarsın ateş deyip
Cennet'e meylin var kurtuluş deyip
Bir kadın halı üzerinde oturan
Kalay tencerede köpüren yemek
Parmağında rastık taşlı yüzük
Ayak bileğinde halhal bilezik
Başını sağa sola salladı yabancı
-Efendi duyduysan pek güzel bir söz
Söyle de gönlümüz yerinden çıksın
-Korkusuyla ağlamadı ise göz
Cehennem onu baştan sona yaksın
-Efendi ne dersin güzel söz dedik
Zaman geçir masum ile sağırla bir duy bir söyle
Kesik dille sohbet eyle, köre anlat böyle şöyle
Lakin cahil ile durma, ona zerre söz uydurma
Laf deyip de canın yorma, derdiyle zaman savurma
Cehalette karar kılan, aklı hep ötede bulan
Söz söyleyen daim yalan, kör cahile meyil sunma..
Yaşasın ıslıklar, hançer kıvılcım
Söner aydınlıklar ve bitmez acım
Sessiz yalnızlıklar, ben ruha tacım
Islıklar tüttüren altın ağacım...
Hasretini dök de yaz
Kış çıktı umarken yaz
Baharım oldu ayaz
Gönlüm kabardı biraz
Mısralarda anlam az
Çünkü kimse anlamaz
Yeter bu gamsızlık
Rahata dayandın da gözünden kan mı geldi
Keskindir sözlerim ama kesmez
Kahkahanı karartmaz kasvetini köreltmez
Kan içmiş çadır çökmüş çeşmeler kan mı kusar
Sansar salıncağını saklamış semtte pusar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!