gelirsen bana
sözde gelme ey yâr
özde gel
alışmışlığın olmasın gelişin
arzuyla
özle gel
İster şu baştaki kalın gödelek;
ister şu ortadaki uzun parmak ol.
Hangisi olursan ol.
Sonuçta aynı elde, aynı kolun uzantısıyız.
Ağızdan mideye gönderilen lokmayı beraber tutuyoruz.
Koca bedeni
Bir adam vardı;
Babam.
Teh denir bir gün görmedi,
göremedi adam.
Almancıydı;
Mersedes’de işçi,
Soruyorum sana niyedir niye
Sana neler oldu benden gectin
Sevda yolundayken askla el ele
Sen erken pes ettin cabuk vazgectin
Yol yurumek ister olsan da yorgun
Dön dön, bir çıkmazda kaldım
Menzil bilmez, yolum bozuk
Kendi kendime yük oldum
Bahtım kara, şansım bozuk
Çayırı talamış diken
Baharlı bir vadi mazi aşka koşardık
Değseydik nefes nefese arşa çıkardık
Şimdi sorma niye böyle gece karanlık
Unuttun mu yıldızları bir bir kopardık
Yellerden dehe yelliydik sellerden selli
ben sana aşığım deliler gibi
ben sana tutkun
aklım yüreğim senle dolu
ten
ten sana arzulu
oranı buranı değil
Menzili Erenler Şehri
Beni de götür beni de
Sana ilhamı kim verdi
Beni de götür beni de
Hangi gül dikeni batı
Güvercin kanatlarım var
Zeytin yapraklarım
Gerdim kollarımı dünyayı kucaklarım.....
Ne şerrim kaldı, ne kinim
Kibirim kurumuş
Meğer; ne de çokmuş, seni gömmek isteyen.
‘Bir kürek, bir kürek de ben, bir kürek daha’diyen.
Bir avuç da ben attım; elllerim kırılaydı.
Toprağın çamur olur diye, gözlerimi sel sel dökmedim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!