Kiminin yâd-ı ihtirâmı kalır,
Kendi gittikte câ-nişîni olur;
Kiminin bir yığın meberrâtı,
Toplanır, heykel-i metîni olur;
Kiminin de olanca hâtırası,
Böyle bir sâye-i hazîni olur
Emîr Abbas Halim Paşa Hazretlerine
Havâ ağırdı, fakat, pek dokunmuyordu sıcak;
Gurûba vardı esâsen yarım sâ’at ancak.
Yakındı sâhile mihmânı olduğum mesken;
Yavaş yavaş iniverdim ağaçlı bir tepeden.
«Bir ömürdür içiyorsun, bırak artık şunu! » der;
Derviş Ahmed bu hidâyetle hemen tövbe eder.
Ama bir tövbe ki: Binlikleri çarpar duvara;
Tas, çanak, testi, perîşan, serilir tahtalara.
Rakı tûfânı, su girdâbı alırken odayı;
Anaforlarla dönerken mezeler fırdolayı;
«İhtilâf-ı metâli’ sebebiyle küre
üzerinde ezansız zaman yoktur.» (1)
Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı,
Zeminden yükselip, göklerde vahdetzâr-ı Yezdân’ı,
Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı.
Fahru’n-nisâ Emîre Hadîce Hanımefendi Hazretlerine
Şu bağlı yelkeni çözsek de, nehri atlayarak,
Biraz da karşıki vâdîye doğru yollansak.
Güneş çocuk: Yoracak hâli yok, sular durgun;
Gelin gecikmeyelim, tam zamânı yolculuğun.
Üstâd-i hakîmim Ferîd Beyefendi’ye
Bütün kandillerin tehlîle dalmışlar... Şaşırdım ben:
Nasıl ma’bed ki sun’un, sermedî bir secde gök kubben!
Kapanmış, titriyor dünyâların haşyetle karşında;
Melekler, sanki baş kesmiş, durur dâmân-ı Arş’ında.
Doksan senelik ömre, İlâhî, bu mu gâyet?
Bilmem ki ne âlem bu cedel-gâh-ı maîşet!
Korkunç oluyor böyle hakîkatleri, gerçek,
Sa’dî gibi bir asr-ı fazîletten işitmek.
Sa’dî o kadar felsefesiyle, hüneriyle,
Fikrindeki hürriyyet-i fevka’l-beşeriyle,
«Birbirinize de girmeyin ki, ma’neviyâtınız sarsılmasın, devletiniz gitmesin.»
Sen! Ben! desin efrâd, aradan vahdeti kaldır;
Milletler için işte kıyâmet o zamandır.
Mâzîlere in, mahşer-i edvârı bütün gez:
Kànûn-i İlâhî, göreceksin ki, değişmez.
Büyük bir şâirin düstûr-i hikmettir şu ihtârı;
Velev duymuş da olsan yolsuz olmaz şimdi tekrârı:
«Geçen geçmiştir artık; ân-ı müstakbelse mübhemdir;
Hayâtından nasîbin: Bir şu geçmek isteyen demdir.»
Evet, mâzîye ric’at eylemek bir kerre imkânsız;
Ümîdin sonra istikbâl için sağlam mı? Pek cansız!
Ey bülbül-i ter-zebân-ı irfan,
Dem-beste nevâlarınla vicdan.
Hem-safvet-i rûh olan o âvâz
Oldukça harîm-i canda dem-sâz,
Pâmâlim olur bütün avâlim;
Lâhûta kadar çıkar hayâlim.
https://www.shazam.com/track/595941798/fursat?referrer=share
Oldu olacak.... sevdikce ....
Sen de üzülme bu kadar, o kadar cık da oluyor demek ki. Allah tan umudunu kesmeyenler için o da.... böyle bir denge isliyor kâinatta... sevdiğim ....
Üst boyuttaki lerin alt boyutta olanlar a selamı var
ALO ALO :) Burası alta etki ediyor ama alttan üste doğru yükselmeye çalısan iyi niyet tasımayan düsünce ve eylemler buraya ulasamamaktadır!
Bütünün hayrına hizmet edenlerdeniz !
Hepimizi seviyorum .