Masmavi gökyüzüne bağlayıp umutları
Koşarak geldim yanına aşarak bulutları.
Nasıl kurtuluşa gitmek isterse mahkumlar
ve nasıl yavrusuna kavuşmayı dilerse analar-babalar;
işte öyle geldim.
ben içinde yemyeşil bir dünyayı taşıyan
yüce bir mefkürenin peşinde dolananım
etmiş olsanız bile bana aşkı aşiyan
sevdalı bakışlarda boğulup ta kalanım
sunsanız damla damla bana tebessümleri
Bergüzarım, sultanım, nur-i aynim bir tanem
Elfidam, gönül kapım, ey sehri asitanem
Nicedir duruyorsun merkezinde ömrümün
İşliyorsun kalbine mutluluğu, bir gülün
Mâl-i hülya gibidir seninle geçen zaman
sen çıkmaz sokak mısın yoksa kısırdöngü mü
ben aşk labirentinde çıldıran bir fareyim
bilir misin her gece rüyamda gördüğü mü
sen asude olmuşsun ben hala avareyim
Ben şiir yazarken kanlı yaşlarla
Yüzüme bir defa gülsen ne olur
Depreme tutulan dargın kuşlarla
Uçarak yanıma gelsen ne olur
Çile kırgınıyım, miadım doldu
simsiyah iklimlerin münzevi sakiniyim
alemden yana dertli dosttan yana fakirim
etrafa tebessümler saçsa da dudaklarım
içimde zehir kokan gül bahçesi saklarım
Girizgah:
Duydun mu ceylanların ıstırap çektiğini
Avcıların kendini yaktığını duydun mu
Gördün mü şehirlerin kimsesiz kaldığını
Çiçekler gibi nurum sararıp da soldun mu
Saydın mı takvimlerden günlerin akışını
yüzünde nefretler gelince dile
üstüme umutsuz bir yağmur yağar
yatağa girince bu hicran ile
her gece içimde bir ölüm doğar
Aziz tereddütleri atarak yüreğinden
Emanet bıraktığı defterinin yanına
Gitti oturdu ama o davudi sesinden
Nurunun ihtarını işitti kulağında
Nur:
bir otobüs durağa geldiğinde hatırla
her koltukta yüzünü arayan çaresizin
dalan bakışlarını,pencereye,kahırla
her arayıştan sonra başlayan; senin sızın
bir otobüs durağa geldiğinde hatırla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!