Meçhule gidecek bir mektup daha dökülür kalem kalem saman kâğıdına. Harf harf birleşir duygular, kelime kelime anlatırım derdimi. Elimdeki kalem bile tükenir. Ne kalem ne harf ne de kelimeler yeter anlatmaya. Meçhule giden bir mektup daha kalır postacının elinde.
Bir fon müziğinin notaları arasında o meçhul. Güftesiz bir müzik kadar meçhul. Meçhullüğü, olmayışından değil de; dile, söze, heceye gelememesindendir. Meçhule giden bir mektup dillendirir onu, o da gittiği yer itibariyle yine söyleyemez işte.
Duygular gönülden taşar hep bir kâğıda akar. Gece yıldızlara, doğan güneşe, uzakta bir yerdeki gölün sakin sularına akseden karlı bir dağ manzarasına bazen… Hayat hep bir şeylere yansıtır seni meçhul. Sanki bir kastı var gidişinle yanan kalbime. Unutmak seni, bir ağacın gölgesinde dinlenirken, unutmak seni bir çağlayan kenarında…
Meçhule yazılmış bir mektuptur bu. Ne vardır aslında ne de yok. Okursan gerçek olur okumazsan meçhul.
Aklım sende, gönlüm sende, gözüm, kulağım hepsi sende… hep seni düşünürüm, hep seni hayal eder, hep seni görürüm, hep seni duyarım. Hep bir adım mesafededir meçhulüm. Uzansam dokunacak kadar, bağırsam duyacak kadar, baksam görecek kadar. Hep uzaktır meçhulüm. Ne dokunabilir ne konuşabilir ne de görebilirim. Yakınken uzak olmak ve uzaktan seni yakında var saymak…
Gözüm gönlüm sendedir hep kalbim senin,
Bir şey istemem yalnız yüreğine talibim senin…
Kayıt Tarihi : 14.12.2009 02:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!