bir geminin iki intihar yolcusuyduk. Başımızda esince o deli poyraz, kendimizi çıkılmaz bir girdabın içinde bulduk ansızın. Belki tatlı ve güzel bir rüyaydı ama rüyanında bir sonu vardı şüphesiz. Ve şu anda ikimizde ayık ve dönüşü olmayan bir yolun ve kaptansız bir geminin içinde farklı kamaralardayız. Tek tesellimiz uçaşan martılar ve dinmek bilmeyen mavi dalgalar.
Öpüp koklayamadan gülbenizli sevgilinin tenini
Limanına terkedilmek yalnızlık rıhtımının
Üzerine üşüşen binbir kaygı, binbir telaşla
Murada eremeden uyanmak tatlı bir hülyadan
Ve uzanamadan ellerine, okşayamadan saçlarını
El eteğini çekmeden hayatın kayıp giderken gözlerinden
Suskun bir şarkı fısıltısıydı kimizaman özlemin
Ekmek kokan, aş kokan ellerindi kimi zaman hayat
Söylenmemiş bir şarkının bestekarıydın çoğu zaman
Sıradan aşklar ve sıradan heveslerle kirlenmemiş
İlk öpücüğümdün hem çoğu zaman dudaklarımda şerbet kokan
Zamansız esen bir deli poyraz gibi melteminde baharın
Lalezar bahçelerin titrek pembe gülü;
İnadına bir türkünün ve inadına bir özlemin
Kara yazgısıydın telli duvaklı bir gelinin bohçasında
Neylersin...
Kayıt Tarihi : 20.9.2007 16:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!