Vallahi sınır yok benzetmelerde
“Trafolar kurup oldular aracı”.
Kutup, şeyh, mehdi, gavs… adlar yerinde(!)
Tezgahı kurup oldular mavracı!
İman “Yüksek akım, yakar” diyerek,
Hep trafodan eldivenden girerek,
“Çıplak elle olmaz, çarpar” diyerek
Yalanı satıp, oldular mavracı!
Sünnet deyip kafa ütüleyerek,
Deveye değil Opel’e binerek,
El uzatıp Sırat’tan geçirerek
Cennetti satıp, oldular mavracı!
Hep girdiler sofrasından sünnete,
Çok keramet varmış beşer Nebi’de,
Devede yokmuş, keramet terlikte,
Umudu satıp, oldular mavracı!
Allah şah damarından da yakındı,
Onlar açtılar olmayan arayı,
Dediler biz; hem hacı hem aracı,
Manayı satıp, oldular mavracı!
Anlatmadılar paylaşan Nebi’yi,
Anlattılar uydurulmuş sözleri,
Unuturken vicdanı, adaleti…
İnsanı satıp, oldular mavracı!
İbn Sinalar, Biruniler, Kindîler…
Bilimde zirve, çok büyük alimler.
Bilimde gerilerken Medreseler
Hepsini satıp, oldular mavracı!
Batı örnek alırken alimleri
Bağnazlar onlara “Şeytan” dedi…
Kara kalem yazarken hurafeyi
Palavra satıp, oldular mavracı!
Şair uyarmıştı, almadık dersler,
Hala dillerde “Uyduruk herzeler”,
Haşa herzelere vahiy dediler,
Her şeyi satıp, oldular mavracı!
Tüccarlık ve mavracılık bir arada,
Hem yürümez olmasa bir arada,
Bulamoğlu sakın kalma arada,
Yanlışa susup olursun mavracı!
Pendik/05.05.2024
Mustafa BulanKayıt Tarihi : 26.7.2025 09:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!