MAVİDEN ÇALINMIŞ ÖPÜCÜK
Şimdi
Utançtır mayalanan
Keşişlerin
Dudağında ayazı üşüyen
Bahar dalları.
Sürgün vakitlerinde
Umudu terlemiş peygamber çiçeği
O küçücük başıyla
Örtüsü tozlanmış tohumlarında.
Taşarak mezarlar
Selvilerin gamze çukurlarından
Gelip sesime
Sesimin en çılgın nehrine
Basıyor alaca gövdesiyle.
Ve kelebeklere doğru
Ham bir rüzgar öyküsü
Zakkum yapraklarında
Fildişinden yağmurların
Hüznünü eliyle siliyor.
Akşamlar sivrilirken
Şehrin ışıklarında
Dolunayın çocuğu kocaman
Cam heykellerin önünden
Omuzlarını döküyor
Alaca bir taş çatlağı
Tek tek kan izi
Heykel sesi
Uzuyor tahtaların arasından
Ağları suskun ağları acemi
Taş duvarları yırtan
Bir örümcek
Pasında yaşlanmış
Demir parmaklıkları
Yüzüne çentiklenen kutupışığı
Gümüşüne sığmıyor şimdi.
Kelimelerim kuyularda
Gramafon kağıtlarında solan sevişmeler
Bağırırken çakıl taşlarından
Nefesi karnına uzanan kuşların
Sarısını mumun dibinde yitiren
Gözyaşı ağırlığınca
Maviden çalınmış dokunuşla
Öp beni
Canı dudaklarıyla mora yürümeden
Son ölümün başucuna uzanan
Ağıtlarıyla
Yeniden yeniden
İncir sütlerinde emzir beni.
Kayıt Tarihi : 22.1.2018 19:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!