Yorgun yüreklere serperdim ışık,
Bir çocuğun kahkahasında
Bütün ayrılıkları avutur,
Vedalara kanat kondururdum.
Karanlığın koynundan
Bir avuç aydınlık devşirirdim,
Geceden sabah çıkar,
Gözlerime karanfiller dizerdim.
Rengimi saklardım usulca,
Mevsimlerin ceketinin iç cebinde.
Sabırla beklerdim,
Kuruyan dalların ucunda,
Bir damla suyla toprağa
Umudu fısıldamak için.
Ve solduğu sanılan her şeyde
Yeniden açardım,
Kendi öz suyumu içerek.
Bir kuş olsam,
Giden trenlerin ardından
Raylara düşen gölgelere bakardım;
Kırlangıç yuvasında
Yolculara hikâyeler bırakır,
Kanadımdan rüyalar dökerdim.
Şehrin gürültüsünden
Sessizliği toplar,
Kimse bilmeden kaçırırdım
Unutulmuş rüzgârlara.
Kanatlarımda,
Tazelenmiş binlerce umut taşırdım.
Bir ses olsam,
Eski bir piyanonun telinde
Ya da geceyi yaran rüzgârda
Kimsesiz pencerelere dokunurdum.
Bir iz olsam,
Yağmurla karışıp
Taş sokaklarda yankılanırdım.
Ve her adımda
Bir anı bırakırdım
Unutulmuş kapı önlerine.
Bir renk alsam
Denizi alırdım,
Çünkü en çok deniz
Yakışır umudun yüzüne.
Ahmet Nejat Alperen
Kayıt Tarihi : 20.8.2025 21:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!