~ mavi günler geldi, sen yoksun ~
titriyor mu ruhun ince ince?
üşüyor mu yoksa? usulca..
iç kırıntısı bu ufalanan
damla damla damıtıyoruz
maviden günlerin kıyısına.
kimliksiz şimdi oyalı saçların,
annemin çeyiz sandığı gibi
açılmamak üzere saklanmışsın
kapaklar ardına..
sarkaçlardan sesleniyor
parmak izin
çağla yeşili gülümsüyorsun uzaklardan. .
kıvrılıp kalıyorum öylece
şefkatli dudak kıvrımına,
soluğun
huzurun başkenti oluyor...
o çok sevdiğin deniz durgun bugün..
çivit mavisinin sana yaşattığı huzuru,
kollarının arasına sokulup
yükünü çekip alarak,
sakinliği pamuk kalbine sığdıramadığı için
sana hayıflanıyor sanki biraz
ara ara serinlik çarpıyor sol yanımın hazin kıyılarına..
mavi günlerin kıyısındayız,
haziranın eli kulağında, çıktı çıkacak sensiz bir ay daha..
geçtiğin sokaklar da adımların eksik,
kaldım taşları yerinden oynamış
-öfkeli zannımca,
yürürken bakışlarının göğsüne değmesini özlemiş..
annem buruk, burnunun direği sızlıyor ara ara,
(ara ara diyeyim ki, ardından yıkılan gönül sarayının taşları acıtmasın kalbini)
sık sık ziyaretine gidip, hasbihâl ediyormuşsun,
-bak bunu da yaz bi kenara, kıskandım ))
bana gelmedin hiç..
düşlerim de seni aradığımı,
adını fısıldadığımı duydun, biliyorum.
gelirsen, ben benden giderim diye
düşündüğünü de biliyorum
ve öylece,
sabır tesbihleri dizerek gerdanımın yutkunan yerlerine bekliyorum..
sahi, babaannemi gördün mü?
kavuştun mu?
sarıldın mı ak pak ellerine?
kokladın mı, kar beyazını ağırlayan gri saçlarını?
selam söylemeyi unutma emi?
bana yedirmediği yumurtaları erkek torunlarına
itinayla yedirdiğini de unutmadım bak!
söyle ona gelirsem bir gün oralara
bi tencere yumurta haşlasın bana olur mu?
maviden günler geldi,
sen yoksun..
ayaküstü kısalıp,
uzun boylu susuyorum,
kaç dil de sus yutulursa öğreniyorum.
yedi uyurların uykularında büyüttüğüm sessizliği,
yedi hececilerin
tüm haşmetli kelimelerine
bölüştürüyorum,
yedi asırlık sus yutuyorum..
mavi günler geldi işte, bak...
bense tüm söz susuşlarımdan papatyalar toplayıp,
acı taçlarla örüyorum
saman sarısı saçlarımı..
örgülerimden, saman sarısı kağıtlara
kıpkızıl hasretler damlıyor..
ve sen,
yoksun....⚘
.....özlem/
haziran/yirmi
Kayıt Tarihi : 20.6.2025 12:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kırkıncı günün bugün, katlanarak büyüyorsun... içimin rafları büsbütün sen babam..hasretle...
Bir solukta okudum.
Çok akıcıydı.
uzun boylu susuyorum,
kaç dil de sus yutulursa öğreniyorum.
Demissiniz ya,
Sükut çoğu zaman acının yürekte hapis halindeyken oluyor. Onu salsan ne yapacağını bilemez bir hal alıyorsun. Sahiplenme, kimsenin anlayamayacak olduğunu hissetmekten kaynaklanıyor bence.
Bu suskunluğunuzu kaleminizle ne güzel bağırmışsınız.
Başınız sağ olsun..
içimiz derince kazılmış bir ağıthane, susup susup sabrın ilmeklerini bırakıveriyor ya insan bi anda, işte öyle bir dökülüş ve dibe çöküş ve iyi ki çözülmüş dediğim bi an idi..
kalbi teşekkürlerimi sunuyorum Gülden hanım, sevgilerimle..
Sevgili,Özlem
Mekanı cennet olsun.Babacığının…
Sevgimle..
Amin kıymetli Nilüfer,
kalbi teşekkürlerimle, sevgiler nazik yüreğine..
kalbi teşekkürlerimi iletiyorum, amin inşallah
sağ olasınız..
TÜM YORUMLAR (3)