Biz gördük,
yüzlere yapıştırılan maskelerin ardındaki korkuyu.
Bir gün ışığa tutulunca
çürük dişler gibi dökülüyordu sahte gülüşleriniz.
Biz öğrendik,
öfkenin sabırla nasıl bilenip
adalete dönüştüğünü.
Savaş bizim için kan değildi,
hayatın özüne yazılmış bir dirençti,
kardeşin elinden tutup
yeniden insan olmaktı.
Siz unuttunuz,
büyük hesabı.
Kurşun sıktınız çocuklara,
gözyaşını ganimet saydınız,
zafer sandınız kan gölünü.
Oysa bilmediniz:
en büyük yenilgi
vicdanın önünde diz çöküşünüzdü.
Biz ağıt yakmayız,
bizim dilimizde yas yoktur.
Güneşi söndüremez karanlık,
sabır taşında büyür yürek.
Bizim ölülerimiz ölmez,
çünkü hatırlayan biz varız.
Siz silahla savaştınız
bizse içimizdeki putlarla.
Siz korkuyla uyudunuz,
biz secdeyle ayağa kalktık.
Ölüm bizim için perdeydi,
ardında ışığı saklayan.
Ve bir gün,
tüm maskeler yırtılacak.
İnsanın yüzü kalacak geriye,
yalansız, münafıksız,
kardeşçe,
özgürce.
Biz işte o günü bekliyoruz;
güneşin alnında,
göğsümüzde sabırdan zırh,
ellerimizde hakikatin bayrağıyla…
Ve siz,
bugün kanla suladığınız toprağın üstünde
yarın çiçeklerin açtığını göreceksiniz.
Her yaprak, size kaybettiğinizi fısıldayacak:
bir tohum öldürülemez,
bir fikir susturulamaz,
bir hakikat gömülmez.
Çünkü biz,
maskelerin ardında değil,
hakikatin tam ortasında duruyoruz...
Hasan Belek
21 Eylül 25-
Kayıt Tarihi : 21.9.2025 10:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
En derin teşekkürlerimi sunuyorum değerli hocam
TÜM YORUMLAR (1)