Sukut-u hayal içindeyim şah damarından vurulmuş kuş misali,
Kan bende değil can bende değil Habil le Kabil misali,
Bir varmış bir yokmuş diye başlar
Asfur ile Müjganın masalı.
Hayal-i Hülya bir düş imiş,
Gördüm gördüm bitmedi,
Vedalar başımda bela,
Kovdum amma gitmedi,
Cana veda etsem zoruma gitmez idi,
Canandan bihaber bir gün yaşadım,
Yaşadım yaşadım bitmedi.
Ne vedalar yaşanmış idi şu garip gönülde,
Sıralasalar enderini bu olur idi ömürde.
Anlatamadı derdini,
Arif olup tarifleri bilmeden.
Sil deselerdi silmez idi cananı ,
Âlem-i müşkülatı silmeden.
Alıştı zanneylersin gönlü-figanı, bu derin ahlara,
Canan-ı rıza için tarifsiz günahlara,
Dil razı amma,
Gönül le dedi eyvallahlar ’a.
Gül neylesin güneş neylesin hiç gelmeyen bahara,
Bahar da gönül imiş, günde gönül imiş
Ah-u zar kâfidir canan!
Gülüversen;
Gül-i zara,
Zaman veda zamanı ah-u zara.
Şah idin şahbaz idin,
Yollarda yoldaş idin,
Çiçek idin kır idin,
Sırlarda sırdaş idin,
Nefes-i kalp müddeti en derin yerde yerin.
Canan-ı kalbde ciran iken,
Dahleyledin bab-ı kalbe sikkin-i çentik,
Müjganı Mesut –u bahtiyar eyledin,
Zat- şahanende idi şenlik.
Hatıra-i miras eyledin nev-i şahsına münhasır,
Dilde bir ah kaldın
Bu masalda velhasıl…
Gökten de üç elma düşmedi
Ekimin sonu
Mustafa Kirpik
Kayıt Tarihi : 25.12.2024 18:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.