Deniz hırçınlaşmış adeta intikam alır gibi kıyıları dövüyor
Kar gibi beyaz yalnız bir martı 
Dalgaların arasında bir kaybolup bir gözüküyordu
Çocuk annesinin ellerinden sıkı sıkıya yapıştı
Gözleri yağmur dökmeye hazır bulut gibi dolmuştu
Rüzgâr gözlerine doluyor görmesini ve yürümesini engelliyordu 
Saçlarını savuran rüzgâra arada bir sırtını dönerek 
Birazda annesinin duldasına sığınarak 
Minik adımlarla yürümeye çalışıyordu
Rüzgârla birlikte kulaklarına sanki bir uğultuyla ağlama sesi geliyordu
Annesinin elinden çekiştirerek annesini durdurdu
Başını sahilden tarafa güçlükle çevirdi
Sesi tekrar tekrar dinledi
Etrafına bakmaya çalıştı ağlayan birini göremedi
Eve geldiklerinde rüzgâr dinmiş 
Serçe kuşları bahçelerindeki kısa boylu meyve ağaçlarının dallarında
Şen şakrak eğleniyor daldan dala uçuyorlardı
Gece olup yattığında 
Çocuğun aklında sahilden gelen ağlama sesi kalmıştı 
Her zamanki gibi annesi hikâyesini anlatmış
İyi geceler hadi uyu çocuğum diyecekti ki
Annesine uykusu olmadığını
Sahilden gelen o ağlama sesinin ne olabileceğini sordu
Annesi şöyle bir düşündü
Kısa bir dalgınlıktan sonra
Hafif bir tebessümle
O sesin martı sesi olabileceğini söyledi
Çocuk sordu
Anne kuşlar ağlar mı? 
Martı bir kuş değil mi? 
Evet, evladım martı bir kuş
Kuşlar da ağlar
Duygusu olan her canlı ağlar
Ancak bizler bazılarının gözyaşlarını göremeyiz
Senin duyduğun ses martının ağlama sesiydi
Martılar da gözyaşlarını içlerine akıtırlar 
İçleri dolunca da denizlere dökerler
Martıların derdinden hüzünlenen denizler öfkelenirler
Seninle yakalandığımız rüzgâr
Martıların derdinden hüzünlenen denizin çağırdığı fırtınanın öfkesiydi
O yüzdendir ki etrafımızdaki hiçbir canlıyı incitmeyeceğiz ki
Onlarda ağlamayacaklar dedi… 
                                                                     Bilal KARAMAN
Kayıt Tarihi : 21.1.2017 01:00:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Deneme...
 


Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!