Mardin Şiiri - Sezai Efiloğlu 2

Gidip gördüm geldim duydum hayranlık
Anlatılmaz denir yaşanır Mardin.
Gündüzü seyranlık gece gerdanlık
Neresi mi dedin? Gardaşım, Mardin.

Yüksekçe tepede taştan sokaklar
Uzaktan el sallar yeşil yapraklar
Taştan zindanlarda esir topraklar
Evi barkı taştan gördüğüm Mardin

Sînesinde bir tarihi uyutmuş
Binlerce yıl ne zorlukla büyütmüş
Taştan değirmenler aşı öğütmüş
İniş yokuş inci nakışlı Mardin.

Nice evler gördüm yerin altında
Ne dilekler gördüm göğün katında
Mezopotamya var sınır hattında
Muhteşem bir ova gördüğüm Mardin

Muhteşem bir yapı Deyrulzaferan
Mistik bir hava var insanı saran
Tekrar gitmek ister bir kere varan
Sırtına bir tarih yüklenmiş Mardin.

Dara dedik yer altında mezarlık
Mor Gabriel ihtişamlı nazarlık
Alış veriş ediyorsan pazarlık
Et, biraz pahalı diyorlar Mardin.

Geceleri renkli tutmuyor uyku
Mardin baştan başa koca bir öykü
Hele Reyhaniyle söylenen türk'ü
Sıra gecesiyle ünlüdür Mardin.

Ne kışın ne yazın Mardin'e gitme
Ya soğuk, ya sıcak, çatlarsın etme.
İki bahar varya hani benzetme
İlkbahar Sonbahar Muhteşem Mardin.

Beyaz suyu anlatamam çok serin
Yeraltından akıp gelir pek derin
Bir başkadır benim kalbimde yerin
Gidip gidip tekrar gelirim Mardin.

Efiloğlu'yum Mardin'e nazarım
Ordu'luyum İstanbul'dan yazarım
Nasip olur bir gün olur gezerim
Sende bir kenara yaz beni Mardin.