Manolya kokulu kadın Şiiri - Poyraz Can

Poyraz Can
68

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Manolya kokulu kadın

Manolya kokulu kadın...
Rüzgâr bile susar geçerken saçlarının gölgesinden,
Bir gülüşünle kararıp çöker zamanın en yeşil mevsimi.
Sen yürüdüğünde, asfalt taşları dahi dua eder,

Bakışların…
Sisli bir vagon gibi sarsıyor içimdeki istasyonları,
Her gece, içimde bir tren raydan çıkıyor.
Kalbim, sabırla örülmüş bir mezar gibi ,
Sana aç,
Sana kilitli,
Ve yalnız sana gömülü.

Manolya kokulu kadın,
Geceyi saran karanlık bile senden doğma,
Ay bile utanır senin teninle yarışmaya.
Bir mahpushane rüyası gibisin;
Özgürlük, sensizliğe zincir vurmuş,
Ve ben…
Gönüllü tutsak olmuşum gözlerinin kıyısında.

Kirpiklerin…
Yıldızlardan ince, bıçaktan keskin,
Geceleri yararak geçer üstüme.
Her düşüşünde bir yürek çatlar gökyüzünde,
Sonsuzluğun bile başı döner sana bakarken.

Ah, manolya kokulu kadın…
Adını bile andığımda
Sokak lambaları titriyor,
Ve eski bir taş evin duvarında
Senin adını kazıyorum, tırnaklarımla.
Ne zaman “gitme” desem,
Yağmur başlıyor,
Çünkü senin gidişinle
Bulutlar da yıkılıyor omuzlarıma.

Sesin…
Üzerinden melekler geçmiş bir nehir gibi,
Yaralarımı yıkıyor,
Ama sonra,
Her harfinde biraz daha kanatıyor.

Gözlerin…
Bir çift sürgün.
İçine bakan herkes,
Kendi acısıyla yüzleşiyor.
Seninle bir sokakta yürümek bile,
Yüzyıllık yalnızlığın kefareti gibi.
Çünkü sen geçtikten sonra,
Hiçbir şehir eski haline dönmüyor.

Manolya kokulu kadın…
Ben seni özlemenin en koyusuyla seviyorum.
Senden başka herkes,
Kül gibi duruyor içimde.
Senin adın geçince,
Kırık aynalar birleşiyor,
Küllerimden doğuyorum.
Ama sen yoksan,
Yine harf harf yanıyorum.

Manolya kokulu kadın…
Seninle bir akşam veda etse bana,
Ben o akşamı
Kıyamet günü sayarım.
Çünkü senin susuşun bile
Dünyanın sonuna benziyor.

Sana yazılacak bin şiirim var,
Ama hiçbir kelime
Gülüşünün gölgesine bile değemez.
Ben yine de yazarım.
Çünkü yazmak seni yaşamak gibi.
Ve yaşamak…
Sana çıkmayan her sokakta
Yavaşça ölmektir.

Manolya kokulu kadın…
Senin ardından sızlayan rüzgârlar var bu şehirde,
Adımlarının değmediği sokaklar
Kimsesizliğin harflerini döküyor kaldırımlara.
Bir martı bile geçerken
Senin ismini çığlık çığlığa taşır denize.
İstanbul dahi durur senin gölgende,
Çünkü sen yürürken,
İncelir zaman,
Diz çöker takvimler önünde.

Kalbim…
İçinde sen olan bir harabe gibi;
Yıkık ama hâlâ ayakta,
Terkedilmiş ama umutla yanmakta.
Seninle bir çay içmek bile
Kâinatta eşsiz bir mucize gibi…
Çünkü sen yanımdayken
Suskunluk bile ilahi bir ezgiye dönüşüyor.

Manolya kokulu kadın…
Gülüşünle başlar sabahlar,
Ve sen susunca,
Bir ülke uykusuz kalır içimde.
Saçlarından dökülen gece,
Yıldızları kıskandırır.
Bir telin bile sonsuzluk gibi
Sarkar avuçlarıma.
İçimden geçen en güzel dua
Hep adını taşır,
Ama sen bilmiyorsun…

Bilmiyorsun
Gözlerini kapattığında kaç mevsim durur içimde,
Kaç kuş sürüsü göç eder kalbimden
Ve kaç şiir öksüz kalır
Bir tek bakışını özlerken.

Sen yürürken,
Çocuklar bile oyunlarını bırakır,
Çünkü gerçek bir masal geçti derler.
Camlar buğulanır adını andığımda,
Ve duvarlara yazdığım her hece
Senin yokluğunla ağarır.

Manolya kokulu kadın…
Sana şiir yazmak;
Kendi kalbimi kâğıda gömmek gibi…
Her dize bir kan revan,
Her hece bir dua,
Her kıta bir ağıt…

Ve ben…
Senin olmadığın her gece,
Karanlığın ta kendisiyim.
Kendime bile benzemiyorum,
Çünkü sen yoksan
Aynalar da bana küskün,
Rüyalar da…

Manolya kokulu kadın,
Bir gün dönersen,
Sana en sevdiğim yalnızlığımı anlatırım.
Çünkü o bile seni severek büyüdü içimde.
Sana anlatmadığım ne varsa
Hepsi seni bekliyor bu şiirde.

Ben seni,
Gecenin en sessiz harfleriyle seviyorum.
Aşkın susmuş hâliyle,
Kalbin unutmuş hâliyle…
Ve hâlâ inatla seviyorum.
Çünkü sen,
İçimde susmayan tek kadınsın.

Poyraz Can
Kayıt Tarihi : 15.9.2025 02:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!