Malatya'dan Şiiri - Mehmet Yardımcı

Adı bile bilinmeyen ovada
Milattan Önce
İlk köy hayatını başlatırken Malatya
Aslantepe'ye kümelenir insanlar
Kayısı çekirdeğinin özünden
Havası
Toprağı
Suyu gücüyle bereketlenir ova
Uykulu gözlere
Sevda ışıltıları parlar ufuklardan
Kernek suyunda soluklanır turnalar
Sarı altın olur kayısı
Yüzü güler insanların
Yakut yağar sanki dallardan

Fırat'ta parlarken güneş
Derme deresi çırpına çırpına
İndirirken suları kayalardan
Üç etekli kutnu giyen kızlar
Halaya durur
Vurulur davullar güm güm
Lorkeden
Üçayaktan

"Karlıkta balın olam
Kernekte yolun olam"
Der kına gecelerinde kızlar
Kabakyazı düzlüğünde
Tükenmez efsanelerin gizi
Menkıbeler anlatılır
Hekimhan'dan
Pınar Başı'ndan

Cafer Höyük’ten
Binlerce yıllık belgeler gelir
Eski Malatya kalesinin yorgun burçlarında
Hüseyin Gazi'ni menkıbeleri
Batal Gazi'nin serüvenleri dinlenir
Battalname okunur ilk ağızdan
Kral yolu üstünde gerdan gibi Malatya'nın
Camilerinden beş nefes ses gelirken günde
Yüzyıllar ötesinden ben de varım der
Dinlerin
İbadetlerin harman olduğu
Taşhoran
Hekimhan
Veng kiliseleri
Dostluk örnekleri sergiler
İnanç ocaklarından

Malatyalı Fahri'nin yanık sesiyle
"Sarı kurdelem sarı "
"Ben nasıl yanmayam dağlar"
Türküleri dinlenirken tadına varılarak
"Yüksek ayvanlarda bülbüller öter" diyen Hakkı Coşkun
"Malatya Malatya bulunmaz eşin" diye vurur sazın teline
Aspuzu bağlarından
Türkü Ana "Fırat kenarında yüzer kayıklar " diye ses verir
Anaç sesiyle eski plaktan

Beydağ’ına verip sırtını
"Derman arardım derdime
Derdim bana derman imiş" diye
İlahi okuyan Mısrî'den

"Fırgatlı fırgatlı ne inilersin
Allı turnam sinen parelendi mi" diye
Semah döndüren Esirî'ye
Barak Ovası'nın ezik havaları ses verir
Minayık ağzıyla Arguvan'dan
Yüzlerce âşığın sazı, sözü himmetiyle
Türk kültürüne
Halk damgası vurulur
Kervanların sırdaşı Kömürhan'dan
Malatya'dan