Koşabildiğin
yere kadar koş
nefes nefese...
Yaşayabildiğin
kadar yaşa
Poyraz yeli esiyordu
karşı dağlardan serin mi serin...
Ne gariptir ki yaz ortasında üşüyor
içimi bir serinlik kaplıyordu...
Hoş geldin
paylaşılan gönül sofraları
güzel sohbetler
bizlere sunuyor
huzur bereket
Beyaz ne renktir biliyor musun?
kutupta yaşayan bir eskimo
hayatının ta kendisi
beyaz bembeyaz
Yaşayabildiğince
Bedava verseler almam yaşlılığı
Ellerim tutmaz
Gözlerim görmez oldu
Kendimi yorgun hissediyorum
Aklım başında
Ama bir de unutkanlık olmasa...
Akşamlar sabahlar
Çiçekler kuşlar
Ağaçlar otlar
Dağlar bayırlar
Kırlar ovalar
Yine de geçip gidiyordu günler
belki de geçmiyordu bir an...
zaman dediğin nedir ki ?
Yüreğim kanatlanıyordu pır pır
bir oraya bir buraya uçuyordu kanatlanmış
hiç bitmeyen sevdalarınla…
Seni gördüğümde
heyecandan titremek değil...
Bir daha heyecanlanamamaktı
en büyük korkum...
Neden...?
niçin...?
nasıl...?
niye...?
sorularla başlar kuşkular
içini kaplar elim bir keder
Masmavi görünüyor Akdeniz
maviyle el ele Toroslardan...
Gece ay ışığında Akdeniz
sevdalı bir kız parıltılı yakamozlardan...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!