Bu ne kasvetli hava?
Bulutlar,
kara kara dev kayalıklar gibi
sanki çökecek üstümüze;
Ey sevgili,
biz gelmişiz seninle işte o an yüz yüze.
Belliydi duruşumuz elbetteki:
Ne bukalemun gibi renkten renge gireriz,
Ne de menfaat için kırk takla atan yavşağın tekiyiz.
Bizimkisi vicdanın ağır yükü.
Duydum ki eskisi kadar güzel değilmişsin,
Ki düşlerini de sevmemiştim.
Hani içimdeki sen'le seni karşılaştırırsam
büyük bir haksızlık olur!
Evet bayım,
Varlığınızı iddia edersek
Evet, varsınız:
Çokça cehalet
Çokça ego
Ve içinizdeki pislik
Elishco;
Uşak ruhlu…
Saygı dileniyorsun haklısın!
İnsanlık sende bir yama gibi durur,
Bak!
görebiliyor musun?
İnsan
kötülük yapmak için
zemin hazırlarmış kötülüğe
Fısıldadım gizin kulaklarına
ritmi bozuk bir kalbin amansız sancılarını.
Bir muammaydı benimkisi.
Parmağında bir yüzük vardı,
ne bileyim ki neyin nesi.
Ürkek bir bakışı vardı;
Göçmen kuşu başka diyarlara göç edince
hüznün müsebbibi sonbahar oldu.
28 Eylül 2021
Çekmiş iken hayat
elini ayağını sokaklardan,
caddelere
yalnızlıklar dolar da,
bütün şehirler,
hatta nehirler
Gündüzler ki gölgeler ürkek,
Geceleri bana sadık kalmamışlar,
Her çıtırtıda korkuya boyun bükerek
Gölgeler uzamasın!
Sen hangi sabahın yeli,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!