Bugün kendimi tamir ettim.
Bir iğne gibi batıyordu kalbim,
Ama dikiş tutmadı, içimden ses sızıyor hâlâ.
Sanırım yine sesleneceğim yukarıya,
Bu defa bir dua değil, bir sızı olarak.
Garip huylarım var artık.
Televizyonun karşısında düşünür gibi oturuyorum,
Ama düşünen ben değilim.
Kafamın içinde kuş sesleri geziniyor,
Birine “sabır” diyorum, birine “dur bakalım.”
Kendime yeni oyunlar icat ettim:
Bulutlara ip bağlamak,
Yorgun kelimelere kucak dikmek gibi.
Şarkılara ihtiyacım var,
Ama hüzünlü değil —
Üfleyince dağılacak kadar hafif.
Saçlarımı rüzgâra karıştıran,
Kendime benzeyen melodiler.
Beni biraz unutturacak,
Biraz da gülümsetecek.
Bu sıralar mutfakla aram iyi,
Ruhumu karıştırıyorum kaşıkla.
Bazen taşırıyorum,
Bazen kokusunu tutamıyorum.
Ama seviyorum:
Bir şeyin tam ölçüsünü tutturamamak güzel.
Bir çocuk var evin içinde,
Gözleriyle “iyi misin?” diyor,
Ben de gülümseyip “belki” diyorum.
Bir fincandan hayat içiyoruz,
Rengi pembe olmasa da, tadı kederli.
Sonra birden,
Bir doktor sesi gibi soğuyor oda.
Biri “geçecek” diyor,
Ama geçmiyor.
Acı tuhaf bir yaratık,
Kendine isim bulmayı sevenlerden.
Bazen oturuyor yanıma,
Elimi tutmadan bekliyor.
Sanki birlikte sessiz kalmak da bir tür dua.
Artık süs takmıyorum boynuma,
Parıltıdan yoruldum.
Gökyüzü fazla ışık saçtığında
Ben içimden harf siliyorum.
Z harfinden sonrası yok mesela,
Bittiği yer burası.
Birini büyüttüm bu dünyada,
Birini sevdim,
Birini gömdüm kelimelerime.
Artık içimde büyüyen her şey,
Kök salmadan soluyor.
Bir gece olur da sustuğumu duyarsan,
Bil ki devam etmeye karar verdim.
Bazen yaşamak,
Sadece “hala buradayım” demenin başka biçimidir.
Kayıt Tarihi : 6.11.2025 00:30:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!