Lut Kavmi Şiiri - Nimet Öner

Nimet Öner
513

ŞİİR


84

TAKİPÇİ

Lut Kavmi

Lut Kavmi

Şehir, vadiye yaslanmıştı
evler ışıl ışıldı,
Kalplerin karanlığı
gökyüzünü bile soldurmuştu.

Lut, kavminin içinde
tek başına bir fenerdi.
Ey halkım, arının!
Hakikati terk etmeyin,
yaratılışınıza ihanet etmeyin! diye haykırdı.
Önce kahkahalar yükseldi,
Sonra alay dalgaları sokakları sardı.

Gözler körleşti,
kulaklar sağırlaştı.
Arzular kanun oldu,
nefs putlara dönüştü.
Günah, pazarda altın gibi dolaştı,
iffet hor görüldü,
utanmak unutuldu.

Sonra açıldı göğün kapıları.
Melekler, nurdan kanatlarla inip,
Lut’a fısıldadılar
Çık bu şehirden,
aileni de al,
arkana bakmadan git.

Geceydi,
sessizlik bir dua gibiydi,
Göğün sabrı tükenmişti.

Ve o an,
dağlar kadar taşlar gökten indi,
şehir alt üst oldu,
yerin kalbi çatladı,
yukarıdaki aşağıya indi,
aşağıdakiler yukarı çıktı.
Sokaklar taş yağmuruyla gömüldü,
bir kavmin gürültüsü
ebedî bir sessizliğe dönüştü.

Lut’un karısı arkaya baktığında
kalbiyle birlikte bedeni de dondu
bir tuz heykeli gibi
ibret nişanesi oldu.

O günden beri,
yerin derinliklerinde hâlâ
o kavmin çığlıkları gizlidir,
taşlarda bir uyarı yankılanır
Doğaya başkaldıranın sonu,
göğün gazabıdır.

Adem’den bu yana,
toprakla buluşan gözyaşı hiç kurumadı.
Bir lokmanın peşinde,
bir fısıltının izinde
insan, hep kendi sesine yenildi.

Kardeşin kanı
toprağa ilk düştüğünde
melekler suskun kaldı.
Kabil’in gölgesi
bir daha hiç silinmedi yeryüzünden.

Şehirler büyüdü,
gökdelenler yükseldi,
İçimizdeki kuyu
hep karanlık kaldı.
Altına taptık,
taşa secde ettik,
göğe ulaşmaya çalışırken
kalbimizi yere zincirledik.

Adem’in nefesiyle bize verilen
o ilk berraklık,
nefsin dumanında boğuldu.
Her nesil,
bir öncekinden biraz daha uzağa
attı kendi cennetini.

Ve biz hâlâ,
ilk günahın yankısıyla yaşıyoruz,
İnsanoğlu,
kendi kalbine düşman,
kendi yoluna tuzak kurdu.

Bugün bizler,
Adem’in torunları,
aynı imtihanların yolcularıyız.
Kimi hırsın peşinde
ateşlere yürüyor.
kimi nefsin esiri
kendi gölgesinde kayboluyor.

Hâlâ bir çağrı var içimizde
Dön kalbine, dön Rabbine.
Her günah bir düşüşse,
her secde bir diriliştir.
Her gözyaşı
cennete giden yolun
suyuyla yoğrulmuş taşlarına düşer.

Mahşer günü geldiğinde
ne altın, ne taht,
ne şöhret, ne gurur kalacak.
Sadece kalbinin ağırlığı tartılacak,
sadece ruhunun niyeti yazılacak.

Ve o gün,
kurtuluşun tek anahtarı olacak
Sevgiyle atılmış bir adım,
rahmetle dokunmuş bir el,
samimi bir bizi Affet Allah’ım duası,
İnsanlığı ancak teslimiyet kurtaracak.

Azra Nimet Öner

Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 26.9.2025 20:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!