Daha önce defalarca kullanılmış bir dimağ yorgunluğudur bu üzerimdeki,
Sorsalar bulutlar gibi muamma bir adamın büyüklüğüdür,
Onun eşsizliğidir gözümdeki.
Rüzgaaar!
Yine kimden getirdin bana bu acizliği?
Bu mektubu bir yetimhane odasından yazıyorum
Anneme vaad ettiğim onca şiir arasında
Ve yıllarca kandırılmış olmanın hüznünü yaşıyorum
Ellerim üşüyor, yüreğim buruk, imgelerim aklımda
Bugün buradaki son günüm çocuk
Hayal kırıklığıyla geçen iki gün sonrasında karar verdim buna
Bir sonbahar rüzgarı sürükledi yaprağını ağacın,
Bir kuru yaprağın kokusudur dolaşıyor genzimde.
Ne var ki koparmış çaresizlik tüm parçalarını hayatın,
Ne var ki ben hala soysuz bir adam peşinde.
Benim için değerliydi siyah;
Karanlığa hakim olan tek renkti.
Aydınlığı doğuran, yalnızlığı bastıran,
Gecelerimin eşsiz sahibi.
Sessizliğin rengiydi siyah,
Yalnızlığın rengi,
Seni görebiliyorum Kaskad Dağları'nda
Everest Tepesi'nde, Kâbe duvarında
Ismini söylüyorlar veda çanlarında
Seni anlatıyor imam vaazlarında
Kokmuşsun kime gidiyorsun?
Elinde mahsen suyu tanrıya koşuyorsun..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!