Ölümden öte yol mu var yoluna kurban olduğum,
Leyla olmuşum aşkına çölünde suya doyduğum.
Ümitlere hep yol verdim dönüşünde sen ol diye,
Rüyaları hayra yordum sabahlara sen dol diye.
Yağmurun saçlarını okşayarak geçen rüzgârın
parmak uçlarındaki
hasret dokunuşları gibi
mühürdür sinede
Aşk…
Süzülürken yüreğim, yapraktan ince ince
Terk ettiğim bulutlar, ardımdan ağıt yakar
Yağmur hüznün kardeşi, gözyaşı onda nice
Ben rüzgârda üşürken, semada şimşek çakar.
Hasret çektiğim toprak, kalbiyle sarsa beni
Kızım;
Gelişinle müjdelendi
Yarınların yediveren bayramları
Sana baktıkça,
Damağına şeker çalınan çocuklara benzer heyecanım...
Rüyalarını hayra yormayı bilir misin?
Sadakat zincirinde kopmayan halka olup
İncitmeden boyunda durmayı bilir misin?
Akla bin kilit takıp hissen cümleye dolup
Aşkı kör noktasından vurmayı bilir misin?
Doğduğu an sancılı bir ömrün
Gölgesi düşecekti
Çığlıkların aksi sedası yüzüne.
Çapraz sorgular arasında büyüyen
Yüreğin zül zengini ruhun sevgiye şaki
Diyârlar hep âşiyân sanma varlığın baki
Kin eken zihniyete diken büyütür hâki
......................Zifiri hücrelerin kendi usunda sara
.....................Şaki dön bak aynaya kendi boynunda sıra
Hadi gel biz acıyı, tatlı ile derelim
Dudağımızda kalsın, aşkın öbür yarısı
Hasret vurdukça tene, tek vuslata erelim
Şimdi biz söyleyelim” başınıza darısı “
“Varlığının hayali bile telaşa düşürürken yüreğimi
Bir şiire nasıl sığdıracağım güzelliğini…”
Bütün şairler bilir adının gizemini
Şiirin nefesisin verilmez cansın Leyla
Geçici his anlamaz maşukun ezemini
Tekrarı yaşanmamış bitimsiz ansın Leyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!