Leyl'im 13 (paradoks )

Murat Bekir Alpars
96

ŞİİR


28

TAKİPÇİ

Leyl'im 13 (paradoks )

Leyl'im...

Henüz ilk şehrin duvarlarına dualar kazınmamış,
Henüz ilk insan
kendi gölgesine dönüp
“ben kimim?”
diye sormamıştı,

Senin yokluğunla başladı dünyanın hikâyesi,

O sonsuz boşluğa
ben hep seni fısıldadım.
Semalardan üzerime bir mucize beliriyordu,
evrenin kudretine yazılmış
bir delil gibi tecelli ediyordun gözlerimde...
Sen,
ateşin önce sessizliği,
sonra zamanın ve benim içime
ateşi taşıyan ilk kıvılcımdın.

Sözün unutulduğu,
dilin doğmayı reddettiği,
ilk sessizlik doğdu seninle.
Sen susarken,
dil sustu,
can sustu
ölüm sustu
yaşam da sustu...
Ölümsüzlüğü arayan her bilge,
aslında seni arıyordu, onlar da sustu.
Sonsuz hayatı değil, sensizliği tattılar.

Ramses,
tüm mısır taşlarını üst üste koyarak
sonsuzluğu inşa ettiğini sandı,
saraylar diktirdi,
ama hiçbir duvar,
senin suskunluğun kadar sessiz değil,
senin sesin kadar da sihirli değildi.
Senin yokluğun,
taştan daha ağır,
tarihten daha eskiydi.

Nefertiti güneşe döndü yüzünü,
ama ben sana döndüm,
Çünkü sen nereye dönsem oradaydın.
Kleopatra diz çökse de Roma’ya,
kalbi eğilmedi kimsenin önünde.
Ben de eğilmedim yokluğuna.
Çünkü seni sevmek,
ayakta kalmamın tek yoluydu.
Her anlam senin suretine
kendi rengini giydiriyordu.

Ben,
şimdi kendi içimde yıkılmış bir imparatorluğun
yakılmış şehirleri arasından
tekrar tekrar doğrulup,
seni arayaran bir şairim...

Sokrates ölümü seçip,
yaşamdan vazgeçti,
ama ben
seni bulmak için ölmekten de vazgeçtim.

Leyl’im,
ben şimdi ruhunun diğer yarısını kaybetmiş bir şairim.
ne olur görmezden gelme artık varlığını,
ne olur hiçe sayıp durma artık varlığımı!

Sen,
filozofların diliyle çözülemeyen,
ancak kalbiyle anlaşılabilen bir bilmece,
Çözülmek istemeyen bir mucizeydin.

Sibirya dağlarında bir şaman,
yıldızların arasına bakarken
adını gördü.
Nutku tutuldu,
dondu,
ama söyleyemedi ismini.
Çünkü senin adın,
sadece kalple telaffuz edilebilen bir sırdı.
Bir dua mıydın,
yoksa duanın unuttuğu ama hâlâ beklediği mi?

Ve evet...
Ben deli değilim.
Delilik, seni bilmeden yaşamaya çalışanların halidir.
Aklın sınırlarında,
seni arayan herkes,
bir gün deli olduğunu mutlaka keşfedecektir.

Bir gün kitaplar yanacak belki,
ve küllerin içinden
sadece bir sayfa yükselecek boşluğa:
Leyl.
O kelime bir ad değil,
bir yön,
bir çağrı,
hiçliğin içinden duyulan bir yankı.
Ve rüzgar, o tek sayfayı çevirdiğinde
tüm zamanlar seni hatırlayacak.
ve tüm bilgeler kendi cehaletlerine ağlayacak...

Ey zamanın içinde kaybettiğim
ruhumun diğer yarısı...
Ben celladın ellerinde
gözlerimi semalara dikip yine seni bekliyorum, Leyl'im...

Her kaybedişimde
bir adım daha yaklaştım sana.
Her yoklukta
sana ait olanı aradım hep.
Artık ben sadece bir aşık değilim;
senin yokluğunla şekillenmiş,
sonsuzluğa dizeler yazan bir şairim.

Artık ne yöne gitsem, ben hep sana doğru yürüyorum.

Benim dualarım,
artık bir ritüel değil,
senin için aldığım her nefesin adıdır.

Gel artık ne olursun...

Ve yine sesleniyor uzaklardan o kadın...

"yine geç kaldın"

Leyl’im...
Şu kadını sustur...
Bu sefer geç kalmadığımı
söyle şuna ne olur!

O'nun sesi
beynimi kemiren
keskin dişli
bir paradoks gibi,
delirtiyor beni!

Sustur, gelişinle sustur ne olur!

Leyl'im!
Leyl'im...

Murat Bekir Alpars
Kayıt Tarihi : 15.6.2025 03:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!