Rüzgarın tenini okşaması
Taratmaktı saçlarını
Akdenizin altın sarısı kumlarında
Balayımızı bir otel odasında
Yalnız ikimizin olduğu bir dünyada
Senden,benden ençokta ikimizden
Aşk karma bir mevsimdir,
Yağmurlarıyla ıslandığımız,
Güneşiyle kavrulduğumuz,
Rüzgarıyla savrulduğumuz
İçinde kendimizi bulduğumuz
Beşinci mevsimdir
Yitik bir sevdanın gölgesi siner
Karlık gecelere ışığınn düşer
Adın anılmış hatrın sayılmıştır
Gönül tahtında yerin ayrılmıştır
Dost sohbetlerinde bahsin geçmiştir
İsmin yazılmıştır gönül defterine
Bahar gelmesin
Karlar hiç erimesin
Sürgün vermesin
Kurmuş ağaçlar
Bu kış hiç bitmesin
Gönlüme bahar gelmedikten sonra
Terkettiğim şehrin
Ucu görünmeyen nehrin
Sevda denilen zehrin
Ak ve pak kuşu
Albatros garibanım
Sarısaçlarını deli gönlüme
Bir gülücük istiyorum senden
Sonsuzluk duygusundan izler taşıyan
Yolun bittiği ve herkesin gittiği yere
Apansız ve sorgusuz
Yürüyemeden ele ele gidersem bir gün
Çiğ bıraktı gözlerimde
Zamansız gidişin
Sonbahardı adı terkedişin
Sevdamız uykusuz bir geceydi
Adın 2 heceli bir bilmeceydi
Devam edelim
Kaldığı yerden
Aslıdan Keremden
Ferhat ile Şirinden
Devam edelim
Okuyalım ezberden
Gidişim masum bir çocuk edasında
Dokunsalar ağlayacağım
Kimsesiz hüzüler ortasında
Yine sensiz kalacağım
Sana gel diyemem
Uğurlamaları bilirsin
Çileli bir ömrün hikayesidir
Hayat denen merdiven
Biten herşey gibi özlenen
Su gibi akıp giden
Bir solukta yaşanıp
Bir solukta bitiveren
slm levent bey ben nurgül düzce/ çilimli den nasılsınız