Terkedilişimin ilk saatleri.
Bunalım belirtileri gene sinyaller veriyor.
Tutunabilecek güç yitik, kafa karışık.
Karşımda hayatım bana bakıyor. Birde hayatımın anlamı.
İkisi birbirine öyle çok yakışıyor ki, bu güzelliğin bozulmaması için ölmeye razıyım.
Sevgiye dair son umut olarak baktığım ve hayatın anlamı olarak nitelendirdiğim küskün, kırgın.
Yapayalnız kalmıştı sokakta. Ağlıyordu, içliydi, dertliydi.
İki dudak olmuştu katili. Tek suçu masum sevgisiydi.
''Çok güzel başlamıştık.'' dedi gülümserken.
''Bir kedi yavrusu gibi tatlı, elleri bulutlardan bile yumuşaktı.
Ama o gözleri... Gözleri benden yıldızlar kadar uzaktı.'' dedi.
Bir şarkı mırıldandı sevgiyle acı karışmış sesiyle.
İtiraflara soyundum. Evet seni gerçekten çok ama çok seviyorum.
Gözlerine dalıp gittiğimde beni benden alıp götüren masumiyetin,
Saf ve kendine has güzelliğin. Aşk şarkılarını severek dinleten sihrin ve gözlerimin içini güldüren sevecen marifetin.
Hoşnutum. Hatta mutlu. Ama buruk.
Keşke bunca eziyeti görüpte hayata karşı silahlanmadan ve aşka karşı savunmaya geçmeden önce tutabilseydin ellerimden.
Şimdi bu senelerdir süren hazırlık döneminin boşa çıkmasının etkilerini yansıtıyorum sana. Özür dilerim!
Ağlamak isterdim sana,
Sensiz geçen şu yalnız aşkıma,
Acısız günümün olmadığı şu dünyaya,
Hıçkırarak ağlamak isterdim.
Ağlamak isterdim ömrümce,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!