Büyüklerimiz siyaset meydanına indiler
Sağlıkta hepimizi dönüştürmeye yemin ettiler
Halka, kişi başı gelirin onbin dolar dediler
Bir dedeye üç aylığı binbeşyüz lirayı layık gördüler
O dede hasta oldu ciğerinden
Bir el bir tutuş, bir tutam öpücük
Bir sarılma, bir sevgi artık bize çok mu
Fısıldanan sözler, aşklar, türküler onlara ne oldu
Hepimizde bir parça aldatılmışlık yok mu
Hiç bitmeyecek gibi yaşanıyor aşklar
Hani bir ân gelir... Ve söylenmez sözler söylenir olur!
.....
Hani bir ân gelir...
Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
.....
Hani bir ân gelir...
Öldüğümde beni bir tepeye gömün
Kasabamı göreyim biraz yüksekten
Ayaklarımın altında olsun doğduğum yer
Göreyim onu son kez
Çevremde mesaj atan telefonlar olmasın
dönüyorlar
el ele vermişler
okulun bahçesinde dönüyorlar
olmayan okulun
olmayan bahçesinde
olmayan sınıfın
Benim gözlerime öyle dik dik bakma
Kısaları yak lütfen uzunları yakma
Neden mutsuzum sen olmayınca
Nefesini sesimde duymayınca
Yanımda durmayınca
Hiç sevmiyorum sensizliği
İstemiyorum işte
Küçük bir çocuk gibi boyun büküyorum
Ben olmasaydım
Duyar mı idin fısıltılarımı
Görür mi idin gözlerimi
Sana saklı düşüncelerimi
Sever mi idin ki beni
Haykırarak
İstanbul'u arıyorum
Ben İstanbul'u seviyorum
Üç kule'nin hesabıdır bu
Beyazıt, Galata ve Kız kulesi
Tulumbacının gözüdür Beyazıt
Hezarfan ın tutkusudur Galata
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!