ÖĞÜT
Sen Hızır oldun da
Sana insan mı yok
Sen kurban oldun da
Dertsiz insan mı yok
O'NA
Dargın küsle barışır
İmansız aman eder
Lanet güne karışır
Aşkım vuslattan gider
RÜYAM
Üç katlı binanın aynalı odasındayım
Nereye baksam buğulu camlarda yansımam
Musluk sesi, kapı çığlığına karışıyor
Gölgemi tutmuş mermerlerin karşısındayım
Bir belirsiz zaman zıt renklerle barışıyor.
SANA DAİR
Latif Aynalı
Esnemeye benzeyen pilotların gölgesinde Sevgilim
Birlikteliklerimiz gece gibi beyaz
Iraklarla taçlanmış sevgimiz
Tenlerimizde bir nefise tadı
SEVGİLİYE
Latif Aynalı
Elim boş geldim kapına kabul et
Tek İncinin aşk olduğunu öğret
Göster mecnunlardan ferhattan İbret
*ŞURADA SEVMEK*
İstersen sana hiç yazmam
Seni hiç mi hiç rahatsız etmem
Açık mavi sokaklar, iki kişilik değil
Gülüşünüz deyse, içim burkulur
Övülen bu şarabı bir daha içmem
ŞURAMDA AŞK
Bir su kenarında oturuyordun
Su gözlerinden konuşuyordu
Baş dündürücü pırıltılar saçlarından
Meyveler yetiyip olgunlaşırdu
Boynunun beyazlığında Yanaklarının pembeliğinde
TONLA YAŞAM
Bilinmez bir yaşam ki tonla
Gitmek isteyince kanatlarla
Zihnine Vurduğunda kesik kesik
Pencerede bakışırsınız onunla
Bağlar kopar mazi geçer delik deşik
YAŞAMAK YÂR İLE YAŞAMAK
Dünya ve dahi ahiret yurdunda
Yaşamaksa yâr ile yaşamaktır
Sevgili ismiyle son soluğunda
Yaşamaksa yâr ile yaşamaktır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!