Bir filmin son sahnesini
severim en çok,
vedaya sığındığında ses,
ceylanın yüreğine değerek ıslaklaşan bakış,
helallik telaşındaki son nefes.
Eylül onikiydi,
Seksendi,
taze çimen kokusunun,
saatli maarifin,
demokrasinin üzerinden,
üniformalı bir dönem geçti,
Bir tahta üzerindeki at hamlesiyle başlar,
prim yapan bir bünye olmadığından,
maddi olarak değersizdir,
bu yüzden ekonomi haberleri arasında geçmez adım.
Ve sonuna ünlem konur,
Gölgemi alıp yanıma,
Madamın Barına gitsek,
bir bar filozofu, gölgem bir de ben,
bar filozofu bir şişe istese
yetim kalmasa duygular
bir 'büyük' bulunsa başımızda
Bir kez de yaşlılığımı ilan ederek
geçeceğim bu çağın içinden;
paçalarımda bi dünya hatıra tozu
üstüm başım tecrübe
ellerimden bir yığın yılgınlık akar.
/Seni gönlüme sığdıranın,
ezeli, ebedi muhabbet sahibinin adıyla/
l.
Bir nehri bekliyoruz şimdi,
l.
Aşk zorladıkça bedeninin sınırlarını,
yüzünün kıyılarına gamzeler vuruyordu,
bahar geliyordu yaşadığım coğrafyaya,
sonra laf senden açılıyor,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!