Aynı odada iki ayrı nefes kadar yalnızız.
Tek soluk olamadık ne yazık.
Suçlamadım seni,
Suçlamaya dahi kıyamadım.
Sustum sadece.
Gözlerimi kapatıp eskimiş günlerimi düşündüm.
Ve çarpıp gittin kapılar,kalbim tuzla buz oldu
Oysa evde ne kırılırsa kırılsın çöpe atmazsın
Bulunur bir çaresi der,elinde yapıştırıcı parçaları toplardın
Bu kez elimde kalbimin parçaları,hatıralar...
Ve çarpıp gittin kapıları.
Camlar açık kaldı ardından
Söz sustu.
Zaman durdu.
Yokluğun varlığınla buluştu.
Divanelik doğurdu içimde,bıraktıkların
Sen, şimdi hangi gözlerde yıldızsın bilmem
Ben seni gökyüzünde ararken..
Gecenin bir vakti
Gözünde zerre kadar uyku yokken insanın
Sen çıkagelirsin sessizliğin içinden,
Hiç olmadığın suretlerde masallar anlatırsın bitimsiz.
Ve karanlığıma ışık oluverir gözlerin
Sesin sessizliğimde haykırış
Bir Sonbahar sabahı kararan Yoroz'a akıtır gözyaşlarını yüreğim.
Bacalardan çıkan o isli dumanlar nasıl örtüyorsa memleketimi,işte öyle zifiri bir matem kaplıyor yüreğimi.
Mavidir oysa denizim ve alabildiğine yeşilin her tonunu alır koynuna dağlarım.
Ben bu coğrafyada doğdum,sevdam da kavgam da Karadeniz kokar ve yakışmaz memleketime matem bilirim.
Bir Sonbahar sabahı kararan Yoroz'a akıtır gözyaşlarını yüreğim.İşte bu yüzden fırtınaya açıktır ve karadır denizim.
Bu Sonbahar'da sarı bir yaprak bırakıp gitti yüreğime.
Eski bir türkünün yıllardır sakladığı hüznü taşıyordu gözlerin
Ve ben sen de en çok gözlerinde boğulmayı sevmiştim.
Şimdi yoksun
Kokun yok.
Kahkahan başka kulaklarda,
Yüzün başka aynalarda...
Şiirler okuyorum
Biraz olsun sesini duyabilmek için.
Şairlerin mürekkeplerini kokluyorum
Saçlarının kokusuna rastlamak umuduyla.
Yoksun...
Halbuki o kadar ter dökmüşler anlatabilmek için seni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!