Süleyman'ın hikmeti, kuşun kanadında,
Derviş'in hırkası, yalanla dokundu.
Bir zamanlar inandık, her söze kandık,
Sözde adalet, kalplerde yok oldu.
Gördük ki haramdan kaçmıyor eller,
Yalanla doldu bütün o diller.
Yetimin hakkını sildi üstünden,
Fakirin sofrasını aldı elinden.
Dindarlık hırkası bir maske oldu,
İçindeki zulüm her yanı doldu.
Kalpler kırıldı, adalet soldu,
Hakikat hırkasını çıkarın şimdi.
Kuşun kanadı kırık, Derviş'in eli kârda,
Hikmet hırkası satılık, hem de bedavadan.
Kuşa merhamet eden, dindarlıkta nâçar,
Yetim malı yemezsen, dinden mi çıkarsın?
Sözler bal, kalpler kırılsın varsın,
Beyt'ül mala el sürülür, kim ne anlasın.
Yalanın yemeği yenir, sofraya buyursun,
Kalp kırmak sevaptır, inanmazsan sus.
Gördük o dindarlık hırkasını, ipeği, kaşmiri,
Altında yatanlar, şeytanın ta kendisi.
Çıkarın üstünüzden o yalan kumaşı,
Ne de olsa, hakikatle yalan yakışmaz.
Süleyman'ın adaleti, şimdi mi geldi akla?
Kuşun kanadı kırılır, Dervişin kolu saklı.
Hakikat arayanlar, bu oyunda figüran,
Çıkarın hırkayı, adalet hırkası giyin.
Vicdanlar körelince, akıl mı kalır başta?
Riyakârlık parıldar, yaldızlı bir tasta.
Dini kalkan edip, günah işlemek ne hoş,
Hırkanın altı bomboş, üstü ise fos.
Siz sanırsınız ki, kimse görmüyor,
Göklerdeki göz, her şeyi izliyor.
Ne kadar saklasanız, ne kadar örtseniz,
Bir gün düşer maske, ne kadar yalan söyleseniz.
Süleyman'ın adaleti bir gün elbet gelir,
Haramdan beslenenler, bir bir yere serilir.
Çıkarın o hırkayı, artık bitsin bu devir,
Yetimin gözyaşına, ne para ne de hırka değer.
Sonunda düşer o sahte hırka,
Kirli eller, kirli yüzler açığa çıkar.
Güneş doğar, her şeyi aydınlatır,
Yetimin sesi, göğe yükselir.
Siz sanırsınız ki bu düzen bâki,
Ama tarih yazıldı, hep böyle derdi.
Ne zulüm bâki, ne yalanlar bâki,
Bir gün elbet adalet gelir, kapıyı çalar.
O zaman hırka değil, gönüller konuşur,
Gerçek dindarlık, vicdanda yankılanır.
Yalanlar susar, hakikatler coşar,
İşte o gün, insanlık yeniden doğar.
Ne mühür ne imza, ne de makam kurtarır,
Hesap günü gelince, gözler yaşla dolar.
Yetimin duası, bir ateş olur yakar,
O hırka değil, gönlün temizliği kurtarır.
Siz sanırsınız ki, gölgelerde kalır zulmünüz,
Ama her damla gözyaşı, bir nehir olur, yürür.
Vicdanlar uyanır, adaleti arar,
Ve o hırka düşer, aslı ortaya çıkar.
Sonunda anlarsınız ki, hakikatler baki,
Yalanlar, riyakârlıklar bir duman gibi geçer gider.
Gerçek dindarlık, ne hırka ister, ne de yalan,
Gerçek dindarlık, sadece temiz bir kalp ister.
Düzelt
Murat ÜlküKayıt Tarihi : 10.8.2025 23:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!