KUŞLUK VAKTİ
Evim, sığınağım, seslerimin özgürlüğü mekanım,
Yan duvardan bardak tutmuşlar kulaklarına, ses ararlar
Ölüme gitmeye niyetli olmayan tembel seslere inat, ritimli
Tüm müziğim haykırarak BACH çalar. İki keman için konçerto!
Yan duvar dinler, açıklar arar.
Hangi müzik hangi şarkı hangi dans?
Bilmez, bilemez, duymamış böyle sesler.
Sabırları yüzyıllardır gelişti, hassaslaşan kulaklarıyla
Az önce bendeki kırıntı özgürlüğümü bozuk paralar yapıp
Ellerine sıkıştırdım; be artık siktirin gidin demek çığlığı içimde
Gidemez, ayrılamaz kulağı su bardağında, kulağı yorulur; yani kirli.
Sakince eğilirim perde önünde hayatı boyunca seyirci olmuşlardan, temiz
Üzerimizde değil, sesimizde kirler ararlar, yaşanmamış yaşamlar, var olmaktan
Kimse veya hiç kimse, biçilen ömür toplamı olsa anlamak ne zor;
Dışarda kuşluk zamanı…
Ve zorlanarak öylesine akarken zaman.
Kuşluk zamanı…
Kuşlar şafak vakti uyanmışlar güneşten önce, ilk ışıklar ışınlanırken yiyecek aramaya
Bitince, yiyecek dolu kursakları, kardeşçe, samimice ve özgürce en iyi yiyeceklerin, ışığın, çiçeklerin, yüzlerini okşayan seher yelinin,
Emek insanlar, kimsesiz yollarda
Yerlerini heyecanla paylaşırlar bir kuşluk vaktinde.
Yollarda ekmek dağıtan nefessiz otobüslerdeler
Duyamazlar, tüm camlar kapalı ağızlarda korkunun maskesi,
Kadın erkek; asılında çoğunun evinde çocuklar
Bekler,
Patronlar onların nefeslerini bekler, her nefes borçlu, nefesler sayacak,
eksik nefes var mı?
Anne,
Evinde memesinden süt arayan aç kalmış bebeğini düşünür
Süt memesinde dolar kurur dolar ağrıtır içini her sabah,
ahh der gibi, delice içine çeker nefesini, boş, ümitsiz ve onu asla doyuramayacak havayı ve birazdan havasız maskeli yoldan sonra ulaşınca bebeğine, henüz ulaşmadan, bedeninde acı kokular, maske dolu hastalıklar, dulunca,
Evde maviş gözlü bebeği onu bekler.
Annem ne zaman gelecek? Hangi denizlerin kıyısında uyanarak: annem ne zaman gelecek?
Otobüsler sıcağın inadına, gelir gider, inadına gelip giderler
Gün aslında hiç bitmez, otobüsler gelir gider, yani otobüsler,
Anne neredesin? Emzirme zamanı, unutun mu beni?
Belki bir adım dana hızlı
Puşkin:
Bilinmeyen Ülke
Ey güzel ülke, uzak ülke
Ey bilmediğim ülke
Ne kendi isteğimle geldim sana
Ne de soylu bir atın sırtında
Beni, bu yiğit delikanlıyı
Gençliğin ateşi sürükledi sana
Bir de başımdaki şarap dumanları…
Karmakarışık beyninde yol boyu Akdeniz denizkızı, son nefesini en derin sulara, en uzak sulara yetemeyecek , en derin nefesi doldurur içine; kaçmak, kirin ve yok oluşun uzağına, kirsiz, bebeklerini emziremeden, belki doğuramadan
Başka maviliklere giderken…
Deniz kızının bebeği, ne emekçi kadının bebeği
İnsan anne, deniz anne, akidenizin sığ sularında süt biriktirirler
Evde bekleyen yavruların aç çığlıları, annelerinin kokusu ve rahim sıcaklığı,
kucak açmaya gücü kalmamış annelerin kollarına güvenle sığınınca
Anneler kollarının ağırlığı ve bebeğinin tonlarca ağırlığı içinde ezilir
sorsan uzaktaki kamyon sesi der, oysa hemen yanındaki pencereye yakın okaliptüs ağacı kuşlarla dolu, duymaz kulakları
Güneş ilk sıklarını
Renklenmeden serpince kanatlarında kahvaltı
Kuşluk vakti eve dönüş,
Çılgınca çene döverler, benim gittiğim yerde daha güzeldi yiyecekler
Öğlene gelmeden önce konuşurlar
Uyku zamanı biraz da öğütmek kursakları,
Susarlar.
Öğle sonraları can pazarı, yeniden kursaklar dolmalı, taşla dolmalı
Değirmen zaman, tohumları öğütmeli ve gece mırıldanarak uyurken,
Ya çok çok soğuk olursa, yarın, gökyüzü yağmur der, soğuk gelir, dal donar
Gece zifiri karanlık, insanlar sıcak pusuda, ağaçlarda ayakları donmaya başlayınca
Birlikte müthiş bir senfonin uyumuyla, poyraza karşı karanlığa uçup ve ısınıp aynı dala
Konmak var ya
Hani o korkunç içini yakan soğuğa, uykunun dayanılmaz ölüm daha olsa rahatını bozma
Kalkar kanat çırparsın, donmamalısın, yaşamalısın, yarın kuşluk vakti, canını sıkma
Konuşacaklarımız var, daha çok şeyler var konuşacaklarımız
Yeni yavrularımız olurken insanlardan uzak ve onların zulmünden
Yumurtalarımı ısıtırken bir parça yiyeceğimi en güçlü yavruma verip
zayıf olanı öldürüp en güçlü yavruma gökyüzü özgürlüğüne yaşam verip
Arada bir eksi ısıda bir de poyrazda uçmaya kalkmalı,
Donmamalı
Ne zaman kuşluk vakti olduğunda
Onların dedikodularının arasına karışmak isterim
Ve merak ederim, acaba dişi kuşlar mı yoksa erkek kuşlar mı
En çok dedikodu yapanlar?
Kuş sesi çıkaramam, kuş olmak istesem de
Hakan Karaduman
Kayıt Tarihi : 25.5.2025 18:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!