Küskünüm…
En çok da sustuklarıma,
Söyleyemediğim kelimelere,
Boğazımda düğüm olup kalan sana…
Kalbim kırık değil artık,
O bile dayandı gidişine,
Ama içimde öyle sessiz bir yangın var ki,
Dumanı bile isyan eder nefesime.
Küskünüm…
Beni yarım bırakmana değil,
Tamamlamış gibi davranıp,
Bir yabancıya dönmene…
Bak, kimse bilmiyor seni,
Benim kadar ezber etmedi kimse gözlerini.
Ama sen,
Beni bildiğin hâlde bile bile unuttun beni.
Bir şarkı çalıyor uzaklardan,
Bizim olan bir an gibi…
Her notası hançer gibi saplanıyor
Kalbimin en sessiz yerine gizlice.
Küskünüm…
Gözlerine değil,
O gözlerle nasıl bakmadığına…
Ellerine değil,
O elleri neden tutmadığıma…
Sen giderken kapı çarpmadı ardımdan,
Çünkü ben senden önce gitmiştim kendimden…
Sen sustun, ben de sustum
Ama sessizlik, en çok beni öldürdü.
Küskünüm…
Kalbimi sana emanet ettiğim için belki,
Ya da…
Sana “kal” diyemeyecek kadar
Gururla sevdiğim için seni.
Yine de,
Bir adım ötede bekliyor hâlâ kalbim,
Dön diye değil…
“Gör” diye,
Bir zamanlar içinde ne kadar sevildiğini…
Geceye sığınırken adını anmak haram gibi,
Ama içim, inadına fısıldıyor seni,
Bir sigaranın dumanında,
Bir rüyanın en solgun yerinde gizliyim.
Küskünüm…
Sadece sana değil…
Benimle birlikte düşen hayallere,
Adını birlikte yazdığımız duvarlara da.
Şimdi ne senin sesin var bu şehirde,
Ne de gözlerinle uyanıyor sabahlar.
Bir boşluk kaldı senden sonra,
Ne susuyor… ne de anlatıyor tam olarak.
Küskünüm…
Affedemediğim kırıklara,
Ve hâlâ seni özleyişime.
Kalbim senden geçemedi belki,
Ama ben, senden çoktan vazgeçmişim gibi…
Erhan ABLAK (ŞİİR ADAM)
Kayıt Tarihi : 16.5.2025 10:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!