Düşün, bu yalnızlığım ki
Ne geceye sığar ne sabaha.
Deprem mi yakmış etrafı,
Hiçbir haritada yeri yok.
Konuşmadan bakıyorum duvara,
Orada bir çatlak var,
Sanki bir zaman
Senin gülüşünden artakalan.
Bu şehir, eski bir yara gibi,
Üzerime kapanmış;
Gidişinle karanlığa hapsolmuş.
Ama içimde bir yer
Hâlâ hatıralarınla dolu.
Bir ismin yankısı mıdır,
Yoksa hiç yaşanmamış bir günün pişmanlığı mı?
Bilmiyorum artık.
Sadece görünen bir resmin
Senden arda kalan.
Kuş uykusu gibi bir özlem bu:
Ne tam uyanık, ne tam rüya.
yollarda , ya da parklarda,
Geçtiğin yollardaki izinle konuşuyorum.
Senin olmayan adımlarla
Yine de yakın… yollar çok uzak.
Ve ben,
Heybetli yapın mı vardı? Hayır.
Oldukça saf ve masumdun.
Yine de her gördüğümde
Zangır zangır titrerdim istemsiz.
Çünkü başkasında olmayan halleri görüyordum,
En çok oralardan eksiliyordum.
Sana yazmadığım her cümle
Bir suskunluk gibi oturuyor parmaklarımda.
Konuşsam, ileri geri giderim;
Susarsam, kendimi kaybederim.
Bir şey diyemem,
Derin kuyuda kalan dilsiz, sağır gibi…
Sustum.
Sen de sustun.
Bir hiçlik gibi büyüdün içimde.
Çıkmıyorsun
mesakin-16/05/2025
Kayıt Tarihi : 16.5.2025 08:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!