içimde önlenemez bir kalkışma var
sesinin isyanında bayrak sallamaya dair
bulutları bir cücenin candamarına tıkıştırmak gibi
tuhaf düşler geliştiğinde parietal lobumda
birazcık esnetip şüphemi sabah mahmurluğumla
dişlerime bir tekdüzelik katabilirim
ölmeye dair kuru bir ağzım var her defasında
dişlerimden bir cennet sızdırsam da
eşyanın operasyonel bölüğüne
yok sayın beni gelmedi yazın
akşamın kırkıncı yaş gününe
ağzımda bir cinnetlik telaşla
girişken bir ceset olmak için
sesinin isyanında
içimde önlenemez bir kalkışma var anla
kupkuru bir tıkırdamanın yanısıra
bırakın kırsal kırlangıçlar uçsun o vakit
ölümün suskun semalarında
bir demet açlıktır ne de olsa gayreti
karnına taş bağlayanların
kazanda taş kaynatanların
kahkasız bir hayatı
gülmekten ölmeye tercih ediyor
ve susuyor isek
vardır bir bildiğimiz
ebedi neşeye dair..
ağzımız kurudur çünkü
ve ağzımız sessizdir
ölüm her halükarda ağzımızda susar..
Kayıt Tarihi : 19.2.2011 02:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

bütün yapraklardan
sen olup damlayana kadar tanrım
uyuyup uyanıp soracağım
kendime hicrim nerede biter
nerede başlar sana vaslım'
@..
TÜM YORUMLAR (1)