Gökten bir yağmur taneciği gibi düştün yüreğime,
ıslanmaktan başka çarem yoktu.
Hayat verdiği sözü tuttu galiba,
çok şey mi istemiştim gökyüzünden? Bir damlayla sırıl sıklam etmişti beni;
yani seni benim karşıma çıkarmakla en cömert yüzünü göstermişti, bir damla bir tanecikle.
Buhar olup uçmandan korkuyorum yüreğimden,
Bir nisan yağmuru düşün,
öyle yağıyor olsun ki usul usul...
Kokusunda sadece seni barındıran,
tomurcuklarıyla yüreğime serpilip
sevginin ve sevgimin adı olsun.
Yapraklarında açan çiçeklerin,
Sessiz bir his rüzgarı yüreğimde,
fırtına öncesi zamanını beklercesine...
Akreple yelkovan birbirine inat, uzun sefer öncesi mendil sallıyor geride bıraktığı hüzünlü zamana.
Bazen bir akrep olup yelkovanın gelmesini beklemek;
bazen de bir yelkovan olup sinsi adımlarla, sabırsızca geride herbir adımının izlerini bırakarak koşmak...
Sıkışıp kaldım zamanın bu umursamaz iki celladı arasında.
Gözlerimi sende açtım,
geceler uykusuz kaldı.
Gündüzleri ay ışığı vurdu, silik kalan güneşi;
sen, gece ile gündüz arasında kalan beyaz bir gökyüzüydün.
Işıl ışıl parlayan kalbinde kayan yıldızla bir dilek tuttum ikimiz için...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!