usul usul karanlıkta kürtçe konuştular
ağaç suratlı iki adam
kurt olduklarını bilmiyordum
ne dediklerini anlamadım
birdenbire konuştular dağların umum
susmuşluğunda dinlenip dururken sonbahar
belki bir dilekte bulundular
bir tutam mutluluk dilediler gönüllerince
saçları topuklarını döven çatık bir dağ kadını
sekiz on kadar koyun
biraz kilim ve keçe
gurbetçi kirvelerini andılar belki usanıp
üzerlerine mezar toprağı gibi serpilen yalnızlıktan
istanbul uzağında kaybolmuş akranlarını
çukurova düzündeki dersim çobanlarını
o fena halde bıyık ve burun
divit kalem tertibi ince
belki dua ettiler ateş
tutmasına
çaldıkları her kibritin
görünmez suların sedasını duyup okuyup
üflediler birini vurmak geçiyordu belki
akıllarından
belki zehir zemberek açtılar
belki bir yola gideceklerdi geceleyin
usul usul karanlıkta kürtçe konuştular
ne dediklerini anlamadım
kurt olduklarını bilmiyordum
sonra bir vakit sustular
yere çözüldüler ansızın
Kayıt Tarihi : 21.11.2016 16:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!