kapı gecenin 3 ünde çalıvermişti. sessizliği parçalarcasına. zifiri karanlıkta aynaya bakan bir manyağın haykırışlarıydı; akrep ve yelkovanın saçma sapan kovalamacası... bir bilinmezlik içinden çıkagelen kişiydi o. beklenendi çünkü. bekletilmeyi hiç sevmezdi. ama şimdi o, bekleniyordu. kafasında kurmacalar ve fikir iltihapları. karanlığa hükmetmek istemişti sadece. belki aydınlıklarda gözleri kamaşıyordu lakin karanlığa hükmederse çok şey değişir miydi?.
tek anladığı, tek anlamlandırdığı olay buydu. kendisini okyanusun ortasındaki küçük sandalda; tek başına kürek çeken bir hemingway karakteri olarak görüyordu. kurmaca dünyayı değiştirebileceğini sanıyordu. oysa ki değiştirdiği şeye dönüşecekti ve habersizdi...
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta