“Küllerinden Doğanlar İçin”
Bu şehir,
bir yalan gibi giyinir sabahları,
gökyüzü gri,
martılar bile suskun artık.
Kaldırımlar,
yoksulluğun ayak izleriyle döşenmiş,
her adımda bir başkaldırı,
her nefeste bir devrim arzusu.
Aşk,
bir çay ocağında unutulmuş bakış gibi,
dumanı tüten ama içi soğumuş,
bir kadının gözlerinde kaybolmuş bir adam,
bir adamın cebinde sakladığı veda.
Kalabalıklar geçer önümden,
ama ben hep yalnızım,
bir duvar yazısında bulurum kendimi:
“Yaşamak direnmektir.”
Ve ben,
her gün yeniden doğarım o harflerden.
Gece,
sisle gelir bu şehre,
ışıklar bile utanır aydınlatmaktan,
çünkü her sokak bir sır saklar,
her bina bir ihanet,
her balkon bir özlem.
Turnalar geçer gökyüzünden,
ben gözümle değil, kalbimle izlerim,
çünkü doğaya özlem,
betonun arasına sıkışmış bir çığlıktır artık.
Bir dostun sesi gelir uzaktan,
bir dağın yamacından,
“Unutma,” der,
“Sen küllerinden doğanlardansın.”
Ve ben,
ellerimi yumruk yaparım,
bir çocuğun hakkı için,
bir annenin gözyaşı için,
bir işçinin alın teri için.
Bu şehir,
iki yüzlü bir aynadır,
bir yüzünde reklamlar,
diğerinde açlık.
Ama biz,
gölgelerden yürürüz,
ışığa doğru,
şafakla birlikte.
Ve aşk,
yeniden doğar bir şiirin içinde,
bir ağacın gövdesinde,
bir martının kanadında,
bir dostun omzunda.
Fatih Mehmet Yiğit
Fatih Mehmet Yiğit 2
Kayıt Tarihi : 9.11.2025 11:43:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!