(Madımak’a Adanmış Davalar - IV. Şiir)
Ben, Madımak Oteli’nin taş duvarıyım,
Sıvama sinmiş is,
Üzerimde küle dönmüş bir gömlek izi.
Hiçbir fırça silemez beni geçmişten…
Çünkü ben,
Göz göre göre yakılan adaletin tanığıyım!
Yanımda bir sandalye vardı,
Üzerinde bir türkü,
Altında bir hayat…
Alevler önce sesi aldı,
Sonra gövdeyi…
Geride kalan küllere biz bastık.
Siz bastınız!
Küller konuşuyor şimdi,
"Ben bir ozandım," diyor biri,
"Yalnızca düşünmek suçumdu," diyor bir diğeri,
"Ve siz sadece izlediniz bizi yakarlarken…"
Zaman geçer,
Yangın söner,
Ama
Kokusu siner toprağa!
Burada ne ateş biter,
Ne de hesap!
Bu duvarlar susmaz,
Bu küllerde uykusuz çığlıklar var.
Unutma diye değil,
Unutturmayacağız diye anlatıyoruz!
Her yıl,
Aynı gün,
Aynı saatte,
Duman olur şiir,
Ve çöker yüzünüze!
O gün susan herkes,
Bugün sessizse hâlâ,
Bil ki yanmıyor vicdanı,
Çünkü o gün ölmüştü zaten insanlığı!
Kayıt Tarihi : 4.7.2025 15:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!