bugün küçük düşler kumbarasına
bir adet “tren raylarında yürümek” attım
dünyadan kaçtım kedi adımlarıyla
ortalığa saçılmış duygu leşlerinden kaçtım
diz çökmekten dizleri yok olmuşlardan
cesarete saygı duymayan eğilmişlerden
peşimden ayrılmayan sonbahardan kaçtım
geçiciliğin çıkardığı kalıcı gürültüden
ve senden sayın hüzün, senden de kaçtım
bugün küçük düşler kumbarasına
tren raylarında yürümek adında bir kavram attım
bir kavram. düşme tehlikesi içeren.
“düşme tehlikesi içermek” ne büyük söz
mutsuzluğun bana yakıştığı zamanlardı
hep birilerini kurtarıyordum canım sıkıldıkça
sonra adımı söylemeden uzaklaşıyordum oradan
teşekkür etmek için arkamdan seslenirlerdi
“hey bayım, bakar mısınız, isminiz neydi”
bakmazdım, baksaydım kelebek fırtınası başlardı
kendimle hesaplaşıyordum böyle yaparak
biliyor musun sayın hüzün
çok acı çekiyordum kendimle hesaplaşırken, hem de çok
sokağa çıkma yasağı uygulanan kentler gibi acı çekiyordum
gerçeklik nedir diye sorardım o karanfil uzmanı kentlere
zindandır diye cevap verirlerdi, zindandır
zindandır, gerçeklik zindandır
işte o zindandan kaçmak için icat etmiştim
küçük düşler kumbarasını. çünkü
kimsenin kitaplığında kum kitabı yok
kimsenin canı yanmıyor onca ağır sözden
kimsenin aldırdığı yok başkalarının yenilgisine
ah “gerçeklik zindandır” ne büyük söz
düşünüyorum; onca cami, onca kilise, onca sinagog
onca dua, onca parlatılmış tanrı
onca kutsal cümle, onca ruhları kamaştıran kitaplarınız
ve kötülük hala devam ediyor yaşlı heykelcikler çağında
çürümenin bile çürümesi diyorum
çürümenin bile çürümesi. bu söz senaryoda yoktu.
tamam, kestik! diye öfkeyle bağırıyor kan yönetmeni
ölüme aşık olmuş insanların yüzündeki korkunç normallik
yüceltilen cenazeler ve taşların taşlarla sohbeti
üzülmüş bir kalbe böyle davranılmazdı eskiden, böyle
kestik! kestik! diye yeniden bağırıyor kan yönetmeni
ve saat bir anda sabahın üçü oluyor
yarasını sarıyorum kesilip ortalığa bırakılmış düşüncelerin
sis çanları çalarken elimi atıp küçük düşler kumbarasına
bir adet kuş sürüsü çıkartıyorum
ve uzaklaşıyoruz kimsenin kimseye sarılmadığı
çürümenin bile çürüdüğü bu sahneden
“çürümenin bile çürümesi” ah ne büyük söz
(Kasım 2015)
Kayıt Tarihi : 1.6.2017 12:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“düşme tehlikesi içermek” ne büyük söz

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!