Vakti gelince sükutun, ikrardan önce
Çekilir her su emilerek kendi toprağına
İşte o an,
Gözlerimden dökülür hecelerim
Ve anlık gönlüme yazılırsın Filinta...
Gözlerimden öptün beni,
bir gün yadımdan silinse o anlar;
kirpik diplerim sızlar,
yine hatırlarım seni...
Çarpık bacaklı bir kaç hecem var bu gece kalemimin ucunda
Aylardır sızmış mürekkebi
dağıtacakmışçasına...
Parmaklarım oynuyor kaderin avcunda,
sazım tıngırdıyor.
Bugün şubatın yirmi altısı
Kandaşıma kıydı düşmanın kadıncası
Hâlâ yüreğimdedir katliamın acısı
Millet-i Sadıka'nın, vatana ihanetidir Hocalı
Üstünden geçse de seneler
Geceler boyu bidar kalmışım.
Satırlarıma sızmış gözlerimden,
bir kaç kemik parçasına bakmışım...
İnce ince sızlayan, köhne kalb-i beytimdeki yaramı
ve günleri, aylara sarmışım.
Gönlümde yankılanan ayrılığın sızısını,
Her gece, zihnimdeki düşünceler doluşur gözlerime.
Susmuş gönlümden sızar, boğazımda göleklenirsin.
Gökteki hilal yüzüne yansımış, yarım bir aydınlık var.
Buselerin diyarını görüyorum.
Ölüm gibi bakıyor gözlerin ve vuruyor beni bağrımdan.
Tek emelim, ölümün kavuşturduğu sen.
Türk'üm ben, yüreğim gereği;
Zincir vurulsa da kaçmam geri.
Dinim uludur, kuvvetlendirir beni;
Tabutluklara koysan da davama tutukluyum.
Türk, Türklerden ötesine öfkeli.
Celladım zaten filinta endam
İki kelimesinde bir dalga geçiyor,
karar: İdam
Hayatımın içine etti;
gitti, gidiyor,
yok hiç ikdam...
Duy ki beni bir lahza aşayım
Kelam-ı müzevviclerini kenarımdan atayım
Dikene varınca gözlerim, kanayım
Kanayım da tekrar tekrar yanayım
Kül olayım
Kül olmalıyım ki kul olayım
Ölümü düşündüm.
Yıllardır istediğim
ama asla düşünmediğim ölümü...
Her an kapıma dayanacakmışçasına tedtidvari,
beni bu yaşlı devirde unutacakmışçasına aldırışsız;
ölümü düşündüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!