Saçların bir kısrak başı gibi dolanırken çevrede
Sesinden gonca güller döşenmiş pencerelerde
Bir elma dolusu bambu örmesi sepette
O ceylan gözlerinin değdiği yerler benim
Diz boyu ilmek ilmek işlenmiş kar tanelerinde
Yürüyüp de yorulmayanların ayak izlerinde
Sevda diyen türkülerin bağlama tellerinde
Tüm alemi içerisine alan bu dünya bizim
Kocamış tarihin köhneleşmiş kronolojisinde
Uçsuz bucaksız bozkırların kıl çadırlarında
Dokuz oğuzların çiçek varisi Ay Hanım’ından
Tenine inmiş o güzeller güzeli güzellik senin
Zindandan göğe ulaşan her sessiz feryattan
Ufacık pencereden ufuklara uzanan bakışlardan
İlaç kokulu çayı tıngırdatan her çay kaşığından
Zerrenin her tanesinde yüreğe işleyen bu hayat bizim
Bir şiirin ahenginden yükselen uyumun sesi
Yanında kahvenin huzurlu kokusunun rengi
Sahile vurmuş onca tuz kokulu yosunun teni
İçi içine sığmayan o güzel bebeklerin gülüşü senin
Ve her cümlenin sonundaki nokta gibi
Her kelimenin başındaki sesli harf gibi
Son kıtadaki vedanın hissettirmesi gibi
Yıkılan her umudun enkazındaki toz toprak senin…
Kayıt Tarihi : 16.4.2025 15:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!