___ Koyu Karanlık ___ Şiiri - Berkan Kol ...

Berkan Koloğlu
67

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

___ Koyu Karanlık ___

Koyu karanlığa gömülmüş gece
Öylesine dipsiz, öylesine ıssız ki;
Kendi kabuğunda, kendi karanlığını yaşayan
Her ıssızlığın içinde
yaşam mücadelesi adıyla başlayan dertler
Gündüze hükmetmekten aciz gece
Ruhumu esir etmiş, çağırır durmadan kendi karanlığına
Kendi yalnızlığına ortak etmeye

Duyuyorum!

Bir nefes kadar yaklaşmış fısıltıyı duyuyorum
Kalbimde ayaklanmaya hazır bir sevda, hislerime baş kaldırıyor
Set çekemiyorum önüne naçarım... gidişini duyuyorum
Sen götürüyorsun söke söke
Geçmiş bir zamandan miras kalan sevdan
son nefesini vermeye amade
Gecenin derinliğinde kaybolmaya doğru
En hızlı adımlarını atıyor ama

Yürek yürüyüşü sessizliğiyle ıssızlığa sürgün gidiyor!

Yargıcı da sensin, cellâdı da
Yalnızca kurbanı benim
‘Yalnızca kurbanı’
Haydi, ne duruyorsun vur son darbeni!
Ayır can çekişen duygularımı ruhumdan
Olur ya; dile gelirler
hiç birinin sesinde seni anımsatacak bir tını kalmasın
Uykusuzlukla sırdaş gecelerim bir daha sunmasın seni bana
Al! Senin olsun; sana dair ne varsa
Beni bana vermeyi de bırak, vazgeçtim kendimden
BİR ZAMAN İÇİMDE SEN VARDIN DİYE.
Kendimden de vazgeçtim
Beni ben yapan her şeyden de vazgeçtim
Senden geçtiğim gibi
Ben AŞKI, AŞK sanıyorken
AŞK harflerinin toplamından büyüktür diyordum
Sayende anladım!

A nın Aldanmak
Ş nin Şuurda yanılsama
K nın Kahrolmak olduğunu

Bir zaman dünyada her şeyin toplamı senken
Şimdi hiçbir şeyde yok kadar bölünmüşsün
Bir zaman çıkaramıyorken bir an fikrimden
Şimdi çarpıyorum kalbimde, adı sen olan tüm kapıları
Bir zaman, yokluğunda bağrıma taş basamam diyorken
Şimdi, kalıp yaptım bağrımı taşlara
Taşlar daha da soğudu
Sen kadar his yoksulu, sen kadar soğuğum artık
Bendeki mirasın bundan ibaret
Artık sevemiyorum sevmeyi bile
Hiçbir güzel göz yakmıyor külümü
ellerim titremiyor, ellerim terlemiyor heyecandan
Dilim dolaşmıyor, kalp atışım tek düze
Hep, son atış anını hasretle bekliyor
Kanım aynı hızını koruyor damarımda, ağır ve soğuğa yakın geziyor
Duşundan henüz çıkan kadının
tenindeki buğulu kokusu bile cezp etmiyor artık
Kokusunu bile alamaz olmuşum, ciğerime dolmuyor
Hissetmek kelime hazinemden boşanan ilk kelime olmuş
Hissiz bir mahlûk olmuşum, onu bile hissetmekten acizim
Bıraktığın enkaz ne ile ölçülecek
Sel değil ki; kumu kalsın
Gönül bu kızım gönül, hani Allah'ın imzasını taşıyan

Oysa seni bekliyordum
Öylesine uzaklaşmış, öylesine aşınmış zamanlar önce
Seni bekliyordum, gözlerimde hasretin yüklüydü hep
Gecelerim geçmesin diye sensiz
seni misafir ediyordum rüyalarıma
Şimdi görünmesen de kâbusa dönüştürdüğün
Huzurla uyanırdım gelmişsen içine, oysa şimdi boncuk boncuk her terde
Yaşattım sandığın yıllar var
Öyleyse; yaşadığım yıllar nerede?
Görmeme uğruna seni, gözlerim dehlizleri tarıyor

HAYAT BİR SEVDAYI YILLARA YAYIP YAŞAMAKTIR
demiştim, bir gün sana
O an ki boş bakışından anlamalıydım istikbalimi...
Sanıyordum ki; manadaki derinliği ölçerken daldın!
Bilememiştim, manasız bir tarz olduğunu
Senin tarzın, kâinat gibi olabildiğince boşluk
Yerçekimim yatağın sanma
Çekemiyorsun artık
Sonrası; yaşatma ortamın yok
Ne nefes alış, ne oksijen, yaşatacak bir gündüzün yok
Karanlıktır hediyen, ısıtacak bir sevgin
Titretecek bir aşkın uzağından geçirtemezsin.
Kısaca sen hoş, hoş olduğun kadar da boş bir görüntüsün
Aynaya bak...
Hak vereceksin!

Berkan Koloğlu
Kayıt Tarihi : 7.1.2011 07:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Berkan Koloğlu