“-köyün bütün sokaklarını arşınlıyorum
elim varıyor,
tek tek bütün kapılara,
dilim varmıyor
birilerini sormaya korkuyorum
“-sizlere ömür” duymaya
“sizlere ömür” okuyorum
herkesin bakışlarında
gözler gözlerime bakmıyor,
gözler kaçıyor
saklıyor acılarını
Yanık Evin; yanık taşı toprağı,
yabani otlar kaplamış yıkığı tümden
bu badem ağacı,
başını nasıl kurtarmış onca sürüden
taşlar hala isli,
o ev hâlâ
yanık!
çürümüş,
her biri bi yanda
gargacık-burgacık
hatıl ağaçlarının
söğelerin bir tarafları “
“-sa(hi) bısı ne hayrını gördü de
buradan taş alan ne hayrını gör(e) cek
kim neytsin yanık evin taşını
hemi ev yapan mı kaldı, koca köyde
ev yapcak olan mı?
köyde kalsa neydecek
iki sunum ekmek var mı”
“-satıp-savıp köyde neyi var neyi yoksa
şe(hi) re göşdü birer-ikişer
ümmet-i müslümanın evladı
bir lokma ekmek bulsa
elden gelse
atmışındakınnar bile göşcek
yaş yetmiş, iş bitmiş demeycek
ileşberlik garın doyurmayo artık
nerde eskinki i(n) sannar,
nerde eskinki insannık
ne hava,
ne su galdı”
Kayıt Tarihi : 13.9.2007 09:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!